NE KADAR ÖZGÜRLÜK O KADAR DEMOKRASİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Demokrasi denilince akla ilk gelen; sanki, kuralları hiç değişmeyen ve tüm dünyada uygulaması aynı olan bir yönetim biçimi gibi düşünülür. Halk; “falan ülkede demokrasi anlayışı şöyle de; bizim ülkede neden böyle” gibi serzenişte bulunur. Burada vatandaş elbette haklıdır. Zira; en iyi şeyler insanlar içindir ve öyle de olmalıdır.
Demokrasinin mükemmelliği o ülke halkının eğitim, kültür ve buna paralel olarak ekonomik doymuşluğu ile doğru orantılıdır.
Eğer ki, “HALK; çok fazla beceri kazanmasın, eğitimi kendisine yetecek kadar öğrensin, bir şekilde ne kazanabiliyorsa kazanabildiği kadar ekonomik bağımsızlığı olsun, çok fazla şikayetçi olmaması için örf, adet ve geleneklerine sıkı sıkıya bağlı kalarak, büyükleri her ne sebeple olursa olsun her seçenekte haklı bulunup saygı duyma alışkanlığından sapmasın ki; yönetenler olarak BİZLER; başımız ağrımadan ülkeyi yönetmeye devam edelim” deniliyorsa burada demokrasinin gelişmesinden söz etmek mümkün değildir.
Yönetenlerden ayrı olarak, toplumun bu düzeyde kalmasını isteyen, içte ve dışta hakim güçler vardır. Bu güçler; planlı bir şekilde yönetenleri etkileyerek halkın bu kalıpta kalmasını sağlamaları, kendilerinin de saygınlığını koruyarak varlıklarını devam etmelerini amaçlamaktadır. İşte böyle bir anlayışta demokrasi; sadece araç olarak kullanılıyor demektir. Toplumu etkileyen ve yönlendiren kişiler, merkezler, sektörler ve aklınıza gelebilecek dini, iktisadi ve ticari diğer etken guruplar; yönetilen halka NE KADAR DEMOKRASİ öngörüyorlarsa, yönetenler de bu doğrultuda hareket etmek mecburiyetinde kalırlar.
Bu naküs talihi kırmak; tamamen toplumun isteğine ve gayretine bağlıdır. Bunun için halkın öncelikle belli bir amaç doğrultusunda örgütlenmesi ve bu doğrultuda toplumu eğiterek, aydınlatarak yönlendirmesi gerekmektedir. Yani bir nevi toplumu, dünyada kabul görmüş insan hak ve özgürlükleri çerçevesinde bilgilendirerek birlikte hareket etmeleri noktasına taşıması ile mümkündür.
Hakim güçlerin söz sahibi olduğu bir ülkede; demokrasinin kendi halinde gelişmesini beklemek; gerçeklerle örtüşmeyen bir hayal unsurundan başka bir şey değildir. Ne zaman ki; halk olarak, hakim güçlerin en az bir adım önüne geçiş sağlarsa, işte o zaman daha fazla demokrasinin kanalları açılmış olur. Bir başka deyişle; daha geniş hak ve özgürlüklerin kapıları aralanmış olur. Saygılarımla.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!