MUTSUZ OLMAK İSTİYORUM

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz hafta İstanbul’da bir mağaza 2500 TL olan ayakkabılarda çılgın bir indirim yaptı. 1500 TL’ye inen ayakkabılar için mağaza önünde çılgın bir kuyruk oluştu.

Bir asgari ücretlinin asla sahip olamayacağı bu ayakkabıları kuyrukta bekleyen insanlar kısa sürede tükettiler.

Kuyrukta bekleyenlere sözüm yok. o fiyatlara ayakkabı alanları örnek gösterip “Vay efendim israf değil mi, ayıp değil mi?” gibi cümleler kurmayacağım.

Sıkıntı zaten orada başlıyor, toplumun zıt katmanlarını diğerlerine iyi ya da kötü örnek göstererek denge kurmak.

Çocukluk yıllarımda milyon dolarlık insanların aslında ne kadar mutsuz olduğuna inandırıldım. Hemde çok sevdiğim annem tarafından.

Belki de istediğim şeyleri alamamanın ezikliği ile fakirlerin zenginlerden daha mutlu olduğu tezini geliştirmişti.

Uzun bir süre işe yaradı ama hayatın gerçekleri başka.

Düşünsenize, canının her istediğini alabilen, dilediği gibi gezip dolaşan, “La” deyince suyu “Lo” deyince ekmeği önüne gelen bir hayatın var ve mutsuzsun!

Ama bunların hiç biri yokken çok mutlusun!

Bizleri “Bir hurma, bir hırka” lafıyla avutup istediği gibi yaşayan adamların masallarına inandığımız sürece, asgari ücret fiyatına ayakkabı alan bir kitle ve o ayakkabı parasına bir ay talim edip ev geçindiren bir kitle hep olacaktır.

Sokaklarımız caddelerimiz lüks araçlarla dolu, bu ekonomimizin bir ölçüsü olabilir mi?

Elbette olamaz, Ölçü arabanın çok olması değil, her vatandaşın araba alma kabiliyetinin olmasıdır.

Peki, neden böyle bir ülkeyiz?

Sorun sistemde, sistemin kendisi başlı-başına sıkıntılı ve arızalı. Demokrasi fırsat eşitliği sunarmış! O zaman bir bakalım bu fırsat eşitliğine, çocuğuna üniversite eğitimi aldıracak iki farklı aile aynı demokrasiyle yönetiliyor. 2 yaşıt çocuğun biri zengin diğeri fakir aileye mensup. Zengin olan çocuğa özel daire kiralanır, gerekirse ev işlerine yardımcı bir kadın da bulunur, hatta puanı devlet üniversitesine yetmiyorsa bile parayı basıp özel üniversiteye gönderilir. Fakir olan çocuk kendi zekasıyla bir bölümü kazanmıştır, yurt bulabilirse ve o yurtta devletinse şanslı, diğer halde ya illegal bir örgütün kucağına ya da bir tarikatın ocağına düşmüştür. Yurt bulamamışsa eğer 5-6 fakir çocukla aynı evi paylaşır ki al sana fırsat eşitliği!

Demokrasiyi şekillendirenlerin kafası “Demokrat” değilse yönetildiğin sistem de demokrasi değildir. “Efendim bir köy çocuğu Başbakan, Cumhurbaşkanı olabiliyor” denildiğinde demokrasi tüm kurumlarıyla oturmuş oluyor öyle mi?

Bulunduğunuz ilçe de Belediye başkanlığına aday olabilir misiniz?

Olursunuz. Peki, ne gerekiyor?

Önce kendini aday yaptırabileceğin bir siyasi parti, tabi ki o partinin tüm katmanlarını bir şekilde ikna etmen gerekiyor.

Hadi ettin ve aday oldun diyelim.

Propaganda süresince harcamak zorunda olacağın ciddi bir paraya da ihtiyacın var.

Paran yoksa zaten kafadan kaybettin ki aday adayı bile olamazsın. Hadi paran var, saçtın harcadın ve kazandın.

Ne kadar harcaman lazım? 6-7 milyonla çıkarsan helal olsun.

5 yıllığına seçildin ama 6 milyon harcadın, 10 bin lira maaşın var, bu da yılda 120 bin 5 yılda 600 bin lira kazanç sağlayacağın anlamına gelir.

Siz, 600 bin lira kazanacağınız bir işe 6 milyon lira yatırım yapar mısınız?

O niye yapsın?

Demokrasi için, halkına hizmet etmek için yapmıştır değil mi?

Sonuçta sistem bunu dayattığı için “Birileri 2500 lira maaşla fiyatı 2500 liralık ayakkabı üretiyor, diğerleri bu ayakkabılar için sıraya giriyor.

Sen bir ayakkabı fiyatına çalışırken diğerleri o ayakkabıların kutularını bile değerlendiriyor. Neyse, artık bende mutsuz olmak istiyorum.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!