MUHAMMED EBÛ MUNYAR ve ÇAĞRI FİLMİ

İlk gösterime girdiğinde, yer yerinden oynadı. Zengin misyonerlerin ve dindar Hıristiyanların dinlerini yaymak maksadıyla tüm masraflarını üstlendikleri yüzlerce filmi gölgede bırakmıştı.
Filmin yönetmeni Mustafa Akkad katıldığı bir programda,”Çocuğumun dinimizi çok iyi öğrenmesi maksadıyla böyle bir projeyi hayata geçirdim. Birde Hollywood’da Müslümanlık çok çirkin gösteriliyordu. Ancak Antony Quin ‘i böyle bir film için ikna etmek çok zordu. Ama neticede başardık. Bu filme tepkiler umduğumun da üstündeydi. Binlerce kişi Müslüman oldu… Özellikle Amerika´da siyahlar arasında İslam hızla yayıldı. Etkisi çok büyük oldu” demişti.
Hatta Hz. Hamza´yı şehit eden Vahşi rolünü, kaldığı otelde çalışan elektrik teknisyenine veriyor. ´Filmde rol alır mısın?´ diyor ve adam, kabul ediyor.
Hz. Hamza´yı öldürecek olan oyuncuya. Bir süre eğitim veriliyor. Ve öldürme sahnesinin çekimlerine geçiliyor.. Kameralar yerleştirilip, figüran oyuncular, yani askerler yerlerini alıyor. Rol gereği Vahşi, askerler arasından sıyrılacak ve Hamza´yı öldürecek. Ama bunu bir türlü yapamıyor çünkü askerleri oynayanlar, Vahşi´nin aralarından geçmesine izin vermiyorlar. Filme kendilerini o kadar kaptırmışlar ki, Vahşi, Hamza’yı öldürecek diye onu korumaya alıyorlar. Bu sahneyi tam beş kez çekmek zorunda kalıyorlar. Sonunda asker oyuncular ikna ediliyor.
´Film bittikten bir süre sonra tüm dünyada gösterime girer. Aradan bir yıla yakın bir süre geçer ve filmin yönetmeni Mustafa Akkad’ın telefonu çalar. Telefondaki ses,”Ben çağrı filminde vahşiyi oynayan Salim” der.
Hal hatır sorup “nasılsın?” der. “Allah cezanı versin, hayatımı perişan ettin” der.
“Ne oldu?” diye sorar: ´Sokakta yürürken insanlar yüzüme tükürüyor. Sokağa çıkamaz oldum. Hatta İşten bile atıldım”.
1976 yılında gösterime girip gişe rekorları kıran bu filmin başka bir öyküsü daha vardır. İslamiyet içerikli bir filme sponsor bulmanın zorluğunu tahmin edersiniz.
Projeyi haber alan Muammer Muhammed Ebû Munyar,  film için gerekli olan 10 milyon Doları ödemekle kalmadı. 1980 yılında çevrilen Ömer Muhtar filmine de sponsor oldu. Dünyaya ideolojilerini kabul ettirmek için her türlü alçaklığı yapanlarsa bu filmden ve onun etkilerinden hiç hoşnut olmadılar. Ülkemizde özellikle Ramazan aylarında hala birçok kanalda defalarca gösterilen bu filme maddi destek sağlayan şahsı belkide ta o tarihlerde kafalarından silmiş uygun ortamın oluşmasını bekliyorlardı.
  Sonunda binlerce yıldır yapa geldikleri kara propagandayla içerde buldukları işbirlikçilerini çağımızın kulağa en hoş gelen ‘Özgürlük’ söylemiyle gözden çıkardılar.
 Yine yüzlerce yıldır süre gelen, ancak sadece makyajı değişip, maksadı asla değişmeyen Haçlılar, satılık işbirlikçileri Harçlılarla birleşip onu yani, Muammer Muhammed Ebû Munyar El-Kaddafi‘yi katlettiler.
 Ettirdiler.
O, 1974 Kıbrıs savaşında,” Benim ordum Kâfirlere karşı Türkiye’nin emrindedir” diyecek kadar cesaretliydi. Bizse yıllar sonra onu yok edecek ‘Haçlı’ ordusunun neferi olacak kadar!!…