MİRAS
Lefkoşe’nin tam merkezinde bulunan eski bir Latin kilisesiydi, restore edilip camiye çevrildikten sonra ibadete açıldı ve uzun yıllar boyunca hizmet verdi.
Sarayönü Camii’nin hemen yanı başında Sarayönü İlkokulu vardı. Kayseri Pınarbaşı’nın Yukarı Köşkerli Köyünden göç eden ailenin Aslan ismindeki çocukları bu okulda eğitim görmeye başlamıştı.
İlkokulda Arapça alfabeyle eğitim gören Aslan aynı semtte ki Rüştüye’ye (Ortaokul) yazıldı. Lefkoşe’de İngiliz egemenliğinde Rum milliyetçiliğinin ağırlığını hissettirmeye başladığı yıllardı.
Zaten azınlıkta olan Türk nüfusu hem İngilizler hem de Rumlar tarafından iyice baskıya alınmıştı.
Baba tüm bunların farkındaydı ama direniyor ve aileye hissettirmiyordu.
Aslan çok zeki ve girişken bir öğrenciydi.
Turgut Bey isimli Hocasıyla çok iyi anlaşıyor ve ondan feyz alıyordu.
Turgut Bey Ada’da Türklerin yaşadığı sıkıntıları anlatır, bağımsızlık ve özgürlük düşüncelerinin değerini aşılarken Aslan Türk dünyasıyla ilgili sorular sorardı.
14 yaşına geldiğinde bu duyguları onu Türk Milliyetçiliğinin kapısından içeri sokuverdi. Okuyor, araştırıyor düşünüyor ve tek çıkar yol olarak ‘Dünyadaki tüm Türk ülkelerinin bağımsız olması için kafa yoruyordu.
Bir gün öğretmeni Zeki Bey çağırdı yanına “senin adın Aslan değil Alparslan artık” dedi. Alparslan’ın en iyi dostu sınıf arkadaşı Munis’ti.
Bir gün Munis ve Alparslan aynı sırada otururken içeriye bir İngiliz girdi.
Sınıftaki herkesi tepeden tırnağa süzdü ve yeni “Okul müdürü olduğunu” açıkladı.
Ayı gibi kaba yapılı uzun boylu bir adamdı.
Öğrencilerden sonra sıra sınıfın fiziki durumunu incelemeye geldi ve bir baktı ki duvarda incecik bir iple asılı Atatürk resmi.
Suratı asıldı ve sınıfa dönüp “hemen bu resmi kaldırın” dedi.
Kimseden ses çıkmadı.
En az üç dört defa emrini tekrarladı “indirin çabuk o resmi oradan”
Uzun süren bir sessizlikten sonra Alparslan ayağa kalktı “Bir Türk evladına o resmi hiç kimse indirtemez, cesaretin varsa gel sen indir” diye bağırdı.
Çok bozulan İngiliz Öğretmen, hemen bir sandalyeye çıkarak o ipi çekip kopardı.
Alparslan yerinden fişek gibi fırlayıp İngiliz’in çıktığı sandalyeye bastı tekmeyi.
Sonra dönüp sınıfa “Gelin tutun şunun ayaklarından” diye seslendi.
İngiliz ‘karga tulumba’ pencereden aşağı atıldı.
O Aslan sonra Alparslan.
Alparslan Türkeş’tir.
MHP’nin ebedi lideri ve Türk Milliyetçilerinin Başbuğu.
Yani Atatürk’e laf söyletmeyen büyük lider.
Derken TC ibareleri söküldü Ses? Yok….!
”Türküm doğruyum” demek yasaklandı.
Ses? Yok..!
Rize Belediye Başkanı Atatürk heykelini karga tulumba söktürdü.
Ses? Yok.
Her neyse, Sarayönü Camiinden başlamıştık.
Akıbetini merak edenler için söyleyeyim.
Evlendirme dairesi oldu…