BİR ÖĞRENEBİLSEK

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudiBir ülkenin asli unsurları içinde yaşayan halktır. O halk kendisini yönetmesi için yerelde ya da genelde birilerini belirli bir süre için yetki verir.
Bunun adına “ demokrasi” diyoruz.
Seçilen kişilerin birinci vazifesi var olan yasalara uygun bir şekilde halkı yönetmektir.
Yöneticilerin görevleri basittir.
Güvenliği sağlayacak.
Halkına iyi bir eğitim verip hayata hazırlayacak.
Hastalığında tedavi ettirecek.
Güvenliğini inanç ve vicdan özgürlüğünü sağlayacak.
Piyasa şartlarını halkının rahat bir şekilde yaşaması için uygun hale getirecek.
Çok kafa karıştıracak bir durum yok aslında ortada.
Halk devletin resmi kurallarına uygun bir şekilde çalışıp kendisini geçindirecek parayı kazanacak. Devletin yukarıda saydığım yükümlülükleri yerine getirebilmesi için kazancından vergi verecek.
Gerçek demokrasilerde bu iş böyle yürür.
Mesela devlet vatandaşına “başını aç, başını ört, şunu giy, bunu giyme” diyemez.
Eğer resmi bir görevi ve o görevin bir üniforması varsa sadece iş saatlerinde bu kural geçerlidir. Devlet hiçbir vatandaşına inancı ya da kökeninden dolayı imtiyazlı davranamaz.
Devlet herkesin ticaret özgürlüğünü sağlar ancak kimsenin tekelleşerek vatandaşını kazıklamasına izin vermez.
Denetim yapar.
Devlet halkının tümünü kapsayacak kurallar koyar ve vatandaş buna uyar.
Bu kurallara uymayanı yasalar çerçevesinde cezalandırır.
Hatta biraz daha ileri gidiyorum.
Devlet devamlı suç işleyenleri masum vatandaşın vergisiyle hapishanede besleyemez…!
Devlet halkının tüm çıkarlarını diğer ülkelere karşı korur, devleti yönetenler ise sadece halkından müsaade alır ve başka ülkelerin emrine girmez.
Giriyorsa “Haindir”..
Devletin tüm imkânları o ülkede yaşayan halkın ortak malıdır.
Yöneticiler o imkanları belirli bir zümre için kullanıyorsa “Hırsızdır”..
Devlet içinde barındırdığı tüm inançlara saygılı olmalıdır.
Herhangi bir inancı dayatmak “inancın yüceliğiyle bağdaşmaz”.
Çünkü inanç bir gönül ve sevgi olayıdır zoraki olanı rol yaptırır.
Devlet kimseye torpil yapmaz.
Devleti yönetmek için seçilen kişi kendisine destek verenlere birinci öncelik tanıyorsa “Ahlaksızdır”.. Devleti yönetmek önüne hedefler koyup o hedefleri öngörülen zamanda gerçekleştirmekten ibarettir. Hedeflerin hiçbirisi tutmuyorsa bahanelerin hepsi “laf salatasıdır”.
Devleti yönetmek çocuk yaşta eğitimini üstlendiği çocuğun topluma katkılarını ve ya zararlarını tespit edip önlem alabilmektir.
Almıyor ya da alamıyorsa kötü yöneticilere sahip olduğu içindir.
Devlet ve herhangi bir hane aynı konumdadır.
Geliri ve gideri etrafında komşuları vardır.
Gelirde dengeyi, komşulukta sevgiyi ve güveni tesis ettiğinde huzur mutlaktır.
Şimdi siyasilerin yıllardır eğilip, bükülüp bin bir bahaneye sığınıp sonrada “yan yattı çamura battı” diyerek kıvırmalarının altındaki tek gerçek “beceriksiz oluşlarıdır”.
Gerisi fasa fiso..
 

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!