MAHMUTLAR’DA SAHİL REZALETİ-Ender Karaca

“Bayburt Bayburt olalı böyle bir zulüm görmedi” şeklinde halk arasında söylenen ünlü bir cümle var.
Hepimizin bildiği bu cümleyi Mahmutlar Beldesi için de ufak bir değişiklik yaparak söyleyebiliriz.
“Mahmutlar Mahmutlar olalı perişan bir halde ve kendi haline bırakılan böyle bir sahil rezaleti görmedi”
Bu cümleyi neden kullandım?
Geçen hafta Mahmutlar sahilinin özellikle Alanya girişini dolaştım.
Gördüğüm en önemli özelliğin başında D-400 Karayolunun orta refüjüne karşıdan karşıya geçişin önlenmesi için karayollarınca döşenen demir tel levhalarla kapatılması oldu.
Ancak bu karayolunun ne kaldırımları var ne de oteller ve siteler tarafından keyfi olarak kapatılan yaya altgeçitleri yine halka açık değildi.
Bu konuyu geçen hafta yine bu gazetede yayınlanan makalemde de ayrıntılı bir şekilde açıklamıştım.
Şimdi gelelim sahilin yeniden düzenlenmesi projesine;
Geçen hafta Mahmutlar’da yayınlanan yerel gazetelere baktığımız zaman ihaleyi alan firmanın en geç bir hafta içinde söz konusu düzenleme işine başlayacaklarını yazıyordu.
Bu ihalenin teknik ve idari şartnamesinin ne olduğunu bilmiyoruz.
Yalnız basından öğrendiğimiz kadarıyla belediyenin kaynak yetersizliği nedeniyle bazı yaya altgeçitlerini ki bunlar içinde oteller ve sitelerce kapatılan yaya altgeçitler de dahil olmak üzere toplam 11 adet yaya altgeçidi kaynak yetersizliği nedeniyle tüm halkın kullanımına açılmayacağını öğrendik.
Ancak kaynak yetersizliğini ileri süren belediyenin 8 adet otobüs alımına girişmesi ve bunun için de bütçeden 1 milyon TL’lik ödenek talep etmesini de hayretle karşıladık.
Otobüs alımına kaynak var da hayati önem taşıyan bu yaya altgeçitlerin yapımına ödenek yok mu?
Bunu anlamak mümkün değil.
Esasında çağdaş bir belediyenin en önemli görevinin başında yapacakları herhangi bir işlemde öncelikle insan unsurunu ve kamu yararını ön planda tutması gerekir.
Ancak gördüğümüz kadarıyla bu işlemler bu görüş doğrultusunda yapılmıyor ve “biz yaptık bu işler oldu” deniliyor.
Örneği; 15 senedir (daha öncesini bilemem) Mahmutlar sahili perişan bir halde kendi haline bırakılmıştır.
Bu durum özellikle Mahmutlar’a yerleşen yerli ve yabancı kişilerin tepkisine neden olmaktadır.
Yerel gazetelerin arşivini tarayın, hiç kimse bu durumu benimsemediği gibi tepkilerini de haber olarak dile getirmektedirler.
Belediyenin görevi “ucube” ve çok katlı binaların yapımına ruhsat vermek olmamalıdır.
Yapacağı işlerde öncelikli olarak insan unsurunu ve kamu yararını her zaman göz önüne almalıdırlar.
Sonuç olarak;
Yıllardır kangren bir şekle dönüşen ve rezalet bir halde kendi haline bırakılan Mahmutlar sahil projesinin bir an önce yapımına başlanmasına gereksinim duyulmaktadır.
Bu proje yapıldığı takdirde Mahmutlar’ın geleceğini de önemli ölçüde etkileyebilir.