MAHMUTLAR’DA KENTLEŞME SORUNU

Yaklaşık altı yıldır Mahmutlar Post Gazetesi’nde günün önemli konularını içeren makalelerim yayınlanmaktadır.
Mahmutlar Post Gazetesi’nin arşivine girildiği takdirde görüleceği üzere özellikle son beş yıldan bu yana Mahmutlar’da oluşan kentsel sorunlardan bazılarını dile getirmeye çalıştım ve çalışıyorum.
Bu sorunların başında Mahmutlar’ın kent planlaması konusunda sınıfta kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Etkili ve yetkili kişiler; yüz yüze görüşmek kaydıyla sokaktaki vatandaşa sorsunlar bakalım ne diyecekler?
Herhalde 10 kişiden en az 8’i şu anda uygulanmakta olan imar planından memnun kalmadıklarını söyleyecektir.
Dolaşın bakalım Mahmutlar’ı iç içe geçmek kaydıyla öyle “ucube” görünümle binalar ortaya çıkmış ki bu yerlerin yapılmasına nasıl imar izni verilmiş insan hayret ediyor.
Bir tarafta kent estetiğinden yoksun 10-12 katlı rezidanslar hemen yanı başında 5 katlı binalar.
Bu durumun böyle ortaya çıkması rant koşullarının Mahmutlar üzerinde egemen olduğunu gösterir.
Esasında yerel yöneticiler kent planlaması yapmadan önce örneğin; kuzey Avrupa’daki kentlere gidip bir kente ait imar planının nasıl yapıldığını görmeleri gerekirdi.
Adamlar kentlerin gerek tarihi gerekse doğal güzelliğini hiç bozmadan öyle güzel imar planları yapmışlar ki insan düşünmeden edemiyor.
Bizler neden yapamıyoruz?
Herhalde bizler “şark kurnazlığı” yaparak kısa zamanda daha fazla para kazanma peşinde koştuğumuz için en verimli tarım alanlarını inşaat sektörüne devrederek yerine gereksiz olarak nitelendirdiğimiz oteller, rezidanslar yapıyoruz.
Mahmutlar’a yerleşen Norveç’liye, Alman’a, Rus’a, İsveç’liye v.s sorun bakalım, bizdeki gibi en verimli tarım arazilerini katlederek yerine oteller, rezidanslar yapmışlar mı?
Böyle bir soru sorulduğu zaman sizin yüzünüze garip garip bakarlar. Çünkü böyle durumla hiçbir zaman karşılaşmadıkları için..
Bizler kentleşmeyi iç içe olmak kaydıyla bilmem kaç katlı “ucube” görünümlü binaların yapılması olarak görüyoruz.
Esasında kent planları yapılırken bu planların her zaman insan odaklı ve kamu yararı dikkate alarak hazırlanması gerekirdi.
Ancak gördüğümüz kadarıyla bu görüşün emaresi bile Mahmutlar’a uğramamış.
Sağa bakıyorsunuz bina, sola bakıyorsunuz bina.
Hadi 3-4 katlı binalar olsa neyse, öyle “ucube” binalar yapılmış ki bunlara nasıl izin verilmiş? Anlamakta güçlük çekiyoruz.
Unutmayalım; çağdaş bir kentleşme o toplumun tarihsel süreç içinde geçirdiği bilgi ve bilinç düzeyinin gelişmesine bağlıdır.