MAHMUTLAR’DA KENT ESTETIĞI-Ender Karaca

Anımsanacağı üzere geçen haftaki makalemde,özellikle seçilmiş yerel yöneticilerin Kuzey Almanya’daki kentleri dolaşarak buraların nasıl kentleşme bilincine ulaştıgını görmelerini önermiştik.
Bilindiği üzere kentleşme bilinci,  tarihsel süreç içinde o toplumun ekonomik gelişmesi ile birlikte var olan kültürel değerlerine göre oluşur.
Bu değerlerin oluşması o toplumun her konuda eğitilmiş bir yapıda olmasına bağlıdır.
Eğitilmiş bir toplum tüm değerlere karşı, örneğin; o kentin imar planlarının düzenli olmasına karşı, cevreye karşı, kent ölçeğinde yapılacak herhangi bir işleme karşı duyarlıdır.
Bu duyarlılık içinde yer alan ancak toplumca henüz benimsenmeyen kent estetiğini ele alırsak;
Kent estetiği; kısaca, doğanın ve tarihin ön planda tutularak yaşam koşullarının insan unsuru baz alınarak daha iyi bir sekilde düzenlemesi olarak tanımlanabilir.
Ancak, talan düzeninin hüküm sürdüğü kentlerde estetik kavramından bahsetmenin biraz güç olduğu söylenebilir.
Örneğin; Mahmutlar’ı ele alalım.
Acaba bu kente estetik kavramı yerleşmiş midir?
Daha doğrusu çağdaş bir görünüme sahip olmasını istediğimiz Mahmutlar’da kent estetiğine göre herhangi bir düzenleme yapılıyor mu?
Üzülerek ifade etmek gerekirse yapılmıyor diyebiliriz.
Örnek mi?
Danıştay’ın bu konudaki kararlarını dahi hic dikkate almadan apartmanlardaki çıkma balkonların kat maliklerince Imar Yasasına aykırı bir şekilde PVC malzemesi (panjur,cam çerçeve vb.) ile kapatıldığı,
Kaba inşaatı yıllar önce biten ancak çevresi ile birlikte etrafa büyük zararları donunan ve kent estetiğinden yoksun bir durumda olan ve yıllardır bir türlü tamamlanmayan ucube binaların kent merkezinde bulunduğu,
Zamanında kat kazanmak amacıyla proje değişikliğine gidilen, ancak yapılan bu değişiklik karşısında bina zemininden en az 2-3 metre aşağıda olan ve bakımsızlıktan mikrop yuvasına dönen sözüm ona dükkan ya da depo olarak kullanılmak üzere bekletilen metruk yerlerin özellikle kent merkezindeki binalarda bulunduğu,
Ara sokaklarda bulunan ve kendi haline bırakılan bakımsız 4-5 katlı binaların yanına tezat teşkil edecek şekilde 12-13 kazlı rezidansların yapıldığı,
5 kilometre uzunluğundaki Mahmutlar sahilinin oteller, tatil siteleri ve büfeler tarafından Kıyı Yasasına aykırı bir şekilde işgal edilmesi kent estetiği üzerinde çok olumsuz bir etkinin bıraktığı görülmektedir.
Kent estetiğini olumsuz yönde etkileyen bu ve buna benzer sorunlar ortaya çıkabilir.
Çünkü Mahmutlar özellikle 2004’den sonra hızla gelişen ancak rant koşullarının hüküm sürdüğü bir kent kimliğindedir.
Bu hızlı kentleşme ile birlikte yerel yöneticilerin kent estetiğine zaman kaybetmeden önem vermeleri özellikle Mahmutlar’ın gelişmesi açısından önemli olacağı görüşündeyiz.