MAHMUTLAR VE KENT ESTETİĞİ
Kent estetiği ortak yaşam kültüründen yani kamusal alanların estetik yoldan üretilmesi, biçimlendirilmesi, dönüştürülmesi ve estetik değer olarak geleceğe taşınmasıdır.
Bu kavram çevreye estetik bir bütün olarak bakmak ve insanı çevresiyle ayrılmaz bir bütün olarak algılayarak çevre estetiğinin ana felsefesini oluşturur.
Kent estetiği öncelikle insanın kentte yaşamasını, ruhsal ve sosyal durumunu ilgilendiren bir olgudur.
Kent estetiği kavramının ülkemizde yerleşmişliği oldukça yeni sayılır.
Bugün bizi estetik olarak mutlu etmeyen bir kent, birbiri içinde birbirinin rüzgarını bile kesen blok beton yığınına dönüşmüştür.
Kent estetiğinin en önemli unsuru sağlıklı bir çevrede yaşaması için o kentin tarihi dokusunun korunmasının yanında doğal güzelliklerini de bozmadan o kentte yaşamalarına bağlıdır.
Mahmutları ele alalım.
Acaba Mahmutlar’da kent estetiğine gerekli önem veriliyor mu?
Buna olumlu yanıt veremeyiz.
Birbirinin içine geçmek kaydıyla devasa büyüklükte ve rant azmanı olarak değerlendirilen ucube binaların varlığı bir yönde Mahmutlar’da yaşayan halk üzerinde olumsuz bir etki bıraktığını söyleyebiliriz.
Daha doğrusu Mahmutlar’da nerede bir yeşil alan varsa kent estetiği hiç dikkate alınmadan hemen oraya ranta dönük devasa büyüklükte binaların yapıldığı görülmektedir.
Esasında bizler toplum olarak kentleşmeyi ne kadar çok bina yapılırsa o kenti o kadar şehirleşmiş sayıyoruz.
Kent estetiğinin yerleşmesi de bir yönde kentleşme kültürünün o toplumda var olmasına bağlıdır.
Bu kültürün oluşması için toplum olarak bizlerinde kentleşme kültürünün ve kent estetiğinin ne ifade ettiğini yaşayarak öğrenmemiz gerekir.
Hem de zaman kaybetmeden.