LİZBON’DAN İZLENİMLER
Yaklaşık 20 yıldan bu yana Avrupa’nın çeşitli kentlerine seyahat eder gördüklerimiz ve gezdiklerimiz yerleri ister istemez ülkemizle kıyaslama yaparak anlatmaya çalışırız.
Bu kez 2019 Mart ayında Brüksel üzerinden Lizbon’a gittik.
Amacımız tarihi bir kent olan Portekiz’in başkenti Lizbon’u gezip görmekti.
Delta üzerinde kurulu bu kentte tüm tarihi yapılar hemen göze çarpıyordu.
Şehrin merkezinde kaldığımız otel 1800 yıllarda yapılmış ve butik otel olarak özellikle yabancı turistlere hizmet eden bir özellikteydi.
Tarihi bir kentte olması gereken tüm özelliklerin Lizbon’da da vardı.
Kaldığımız otelin hemen yanında 1902 yılında yapılmış ve halen gelen turistlere hizmet eden ve o zaman ki koşullara göre yapılan bir asansör vardı.
Gelen turistler bu asansöre binip Lizbon’un tarihi yerlerini kuşbakışı olarak görüyorlardı.
Gelen her turist mutlaka tarihi nostaljik tramvaylara binip kentin tarihi sokaklarında dolaşırlar ve dolaştıkları sırada yaklaşık bir asır önce yapılmış ve şimdi bile muhafaza edilen taş binaları görürler.
Yine Lizbon kentini dolaşmak için özellikle yabancı turistler iki katlı otobüse binip bu kenti 2 saat içinde dolaşırlar.
Bizde bu kentte iki katlı otobüslerle dolaşırken gördük ki ne kadar yüksek bina varsa o kadar da yeşil alan ve parklar var.
İlgimizi çeken başka bir konu da Portekiz’e mal olmuş bir müzik türü olan “Fado” müziğini haftanın belirli günlerinde kaldığımız otelde izleme olanağımız oldu.
Hüzün veren bu müziği icra edenler (bir bayan solist iki gitarist) otelde kalan turistler üzerinde mutlaka olumlu bir etki bıraktıklarını söyleyebiliriz.
Yaklaşık dört gün boyunca dolaştığımız bu yerlerde edindiğimiz intibaları kısa açıklarsak Portekizler turist çekmesini çok iyi biliyorlar.
Gelen turistler öncelikli olarak tarihi mekanları gezip görmek ister.
Durum böyle olunca Portekizlerin tarihi mekanlarını titizlikle koruduklarını gördük.
Dolaştığımız yerlerdeki tüm tarihi yapılar ve doğal güzellikler yüzyıllarca aynı kalmış.
Bizdeki gibi kentsel dönüşüm adı altında sırf inşaat sektörü gelişsin diyerek 70-80 yıllık binaları yıkarak yerlerini bilmem kaç katlı ucube binaları yapmamışlar.
Kentlerin tarihi, zaman içinde yapılan binalar ve doğal güzellikleri ile ölçülür.
İnsanın bu gibi tarihi kentleri gördükçe ufku açılıyor.