Siz bir baba ya da annesiniz, çocuğununuz eline 100 lira verip markete gönderdiniz.
Çocuk 2 ekmek, 1 yumurta alıp geldi ama para üstü ortada yok.
Haklı olarak sorarsınız.
O, “Siz bana hesap soramazsınız” derse ne olur?
Sen çocuğuna para üstünü soruyorsun, o açıp pencereyi ” Bizi bölemeyeceksiniz, huzurumuzu bozamayacak sınız ” diye avaz avaz bağırıp içeride sizi hesap sormamaya teşvik ediyor.
Mesela sen diyorsun ki ” Bu kadar malı mülkü sattın ama uçan kuşa borcumuz var, bu paralar nereye gitti?”
O çıkıp ” Eski köhne ve cılız ev yönetimi bitti, Osman ağalar, Süleyman ağalar bizi kıskanıyor” diyor ve bunu yiyip susuyorsunuz.
Mesela, idari anlamda birçok hata yapıyor, uyarıyorsunuz dönüp sizi hainlikle suçluyor.
Sonra işin ucu kendine dokunuyor ve bunun bedelini siz ödüyorken o, “Rabbım beni affetsin” diyor ve dönüp aynı konuda sizi yargılıyor.
Mesela hiç işimiz olmayan bir mahalleye burnunu sokuyor, mahalleyi yakıyor, o mahalleden kaçanlar sizin eve sığınıyor, işini alıyor, ekmeğini aşını alıyor, kirada bile oturamaz duruma düşüyorsunuz ve dönüp haklı olarak soruyorsunuz “Şu kadar para harcadım, gerekirse bir o kadar daha harcarım bunlar benim öteki mahalleden saklambaç arkadaşlarım.” diyor ve susuyorsunuz.
3 liralık alışverişe 15 lira yazıyor, listeye bakınca kazıklandığınızı anlıyor hesap soruyorsunuz çıkıp “Siz bu eve hiçbir şey gelsin istemiyor hizmete düşmanlık ediyorsunuz” diyor, evde bu işten pay alanlar seni yuhluyor ve susuyorsunuz.
Mütemadiyen haklısın ama hep paycılar tarafından hainlikle ve inanç zayıflığı ile suçlanıyorsun.
Mahallede kavga ediyor, sen kinleniyor onu koruyorsun o iki gün sonra onunla kol kola geziyor.
İşine gelen konularda demokrasi dersi veriyor ama o hakkı kimsenin kullanmasına izin vermiyor.
Evin kümesi hiç boş kalmıyor.
Emrine uymayan tavuk, horoz gibi ötmüyorsa yandı demektir.
İtiraz edemezsiniz zira “horoz yumurtluyor” diyorsa yumurtluyordur.
Aksinin doğru olduğunu bildiğiniz halde ses çıkaramazsınız çünkü ördekler sizi gagalar.
O çocuğa yaramayan hiç birşey iyi değildir.
Evde aç kalsanız bile bunun bir imtihan olduğunu öğütler mahallenin imamı.
İtiraz edemezsiniz haşa.
“2 kere 2, 5” diyorsa 5’tir.
Onu tercih ettiğiniz sürece demokrat aksi halde diğer mahallelerin bu mahalledeki işbirlikçisi.
Bütün oyunlardan o galip çıkmalı, en iyi Çelik çomağı o oynar, itiraz edip oyun bozanlık yaparsanız çelik çomak kafanıza iner.
Mesela çok kurnazdır, karşı mahallede ona kaşı çıkan bıçkınları bir şekilde yanına almayı başarır.
Kavgaları yuzeyseldir.
Bir keresinde bana “Sana bağırıp çağırıp posta koyacağım ama sakın alınma biz ölümüne kankayız” demişti.
Mahallede kim kiminle evlenecek, o düğünde hangi şarkılar saat kaça kadar çalınacak, bu evlilikten kaç çocuk olacak o karar verir.
Mahallenin hem muhtarı hem ihtiyar heyetidir.
Anlamadığı hiçbir iş yoktur, başarırsa alkış alır, basaramazsa yukarı mahalledeki Kemalletin’i yuhlatır.
Böyle bir film senaryosuna başladım.
Rahmetli Kemal Sunal’a göre biçilmiş kaftandı ama Recep İvedik karakterinden sıkılmışsa eğer telif melif istemem,
Şahan Gökbakar’a helali hoş olsun.
Mutluluk dolu bir hafta diliyorum.
