KAZDAĞLARI’NA DAİR

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Birinci dünya savaşına Almanlarla birlikte girmek zorunda kalınca, ordumuzun denetim ve yönetim hakkını da devretmiştik.

Öncesinde Alman Tabip Albay Selimiye Kışlasına gelir ve kışlanın girişinde süvariler tarafından törenle karşılanır.

Denetim yapacaktır Albay, herkes tir tir titrer, karargah binasına yönlendirmek isterler ancak o direkt olarak askerlerin kullandığı helaya gider.

Eldivenini eline takan bir asker heladan gelişigüzel bir dışkı alıp yanındaki kutuya koyar ve çıkıp giderler.

Bizimkiler şaşkındır ama “Koskoca Alman subayının da bir bildiği vardır”der dururlar.

Bir hafta sonra rapor çıkar “Türk askerleri direkt olarak tahıla bağlı beslendikleri için son derece güçlü bir fiziğe sahipler ama zeka kullanmakta çok mahir değiller” yazar.

Akıl gerektiren işleri Almanlar, hamallık gerektiren işleri bizim askerler yapacaktır.

Bundan tam 150 yıl önce dünya maden haritasını çıkardılar.

Nerede hangi bölgede hangi yeraltında ne var biliyorlardı.

Bu bölgeler sonraki dönemlerde ya işgal edildi ya da birtakım anlaşmalarla kullanım hakları alındı.

Musul ve Kerkük’te petrol, Kıbrıs açıklarında doğalgaz olduğunu onlar biliyordu ama biz bilmiyorduk.

Çanakkale sadece boğazlardan geçmek için önemli değildi, o bölgenin altın yatağı olduğunu onlar biliyordu, biz farkında değildik.

O tarihlerde dünyanın hemen her ülke-sinden Çanakkale’de çullandılar başımıza.

Kanada Newfoundland Alayı’na ait 22 asker bugün Gelibolu Yarımadası’nda yat-maktadır. Her yıl gelir ve törenler düzenleyip saygı duruşuyla anıp giderler.

Giderler demişken “Geldikleri gibi giderler” sözünü hatırlamadan olmaz.

Törene katılan anlı şanlı üstelik Kanadalı adamların bayrağının sembolü Akçağaç’tır.

Ülkenin hemen her yerinde bu ağaçlara rastlamak mümkündür ve koruma altındadır.

Siz gidip orada 40-50 yıllık bir Akçaağacı kesmeye kalksanız o biçim ederler.

Yüz yıl önce savaşarak alamadıkları ganimeti bugün hiç kan dökmeden aldılar.

Bayrağında ki sembolü ‘ağaç’ olan ülkenin bir firması geldi ve Kazdağları’nda yüzbinlerce ağacı katletti.

Yine yüz yıl önce Alman Tabip Albayın söylediği “Türkler tahıla dayalı beslendiği için çok güçlüler ama stratejik karar noktasında..” sözü.

O söz yüz yıl sonra o altın madeninin CEO’su tarafından tekrarlandı “Türk’lere de iş vereceğiz, çünkü çok güçlüler ve taş kırma işinde onlara ihtiyacımız var”

Adamlar bizim hala ekmekle beslendiğimizi, ithal ete muhtaç olduğumuzu, hala içeride birbirimizi yediğimizi, hala her şeye müsait olan işbirlikçilerin olduğunu iyi çözmüşler.

Neticede tüm bunlar benim onuruma dokunuyor, ya sizin?

Siz’i kastetmiyorum.

O kendini biliyor?!

Neyse biz yinede

“Toprağına taşına ölürüz Türkiyem”

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!