1. Haberler
  2. Sudi Çandır
  3. KAS_ET ve MHP-Sudi Çandır

KAS_ET ve MHP-Sudi Çandır

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Uzun süredir MHP,  hakkında bir yazı kaleme almak istiyordum. Ancak genel politikanın biraz daha hareketlenmesini bekledim.
MHP genel başkanı Sayın, Bahçeli’nin son F.G ve okyanus ötesi çıkışıyla birlikte Truva atları siyaset arenasındaki verilmiş rolleri oynamaya başladı.
Bu çıkışından dolayı, Sayın genel başkana sonuna kadar katılıyorum. F.G’i, beyaz ekrandaki gözyaşlarından hatırlıyorum.
Sinek uçarken kanatlarını yanlış çırpsa üzülür ve duygulanırdı. Ya da insanlara bu yönünü göstermek istediler!
Daha sonra bir şeyler ters gitti ve ülkeyi tedavi amaçlı terk edip gitti..
Ben bu kadar ilmi sağlam! Bir insanın, ABD’ye değil de, Mekke’ye yakın bir yerde ikamet etmesine daha çok saygı duyardım.
 En azından gözleri ile o Mübarek yeri tavaf eder ve diliyle söylediğine gönülden zikir ederdi.
Ama öyle olmadı. Sayın Bahçeli bu işin iç yüzünü hepimizden iyi biliyor ki bir çıkış yaptı.
Tabi ki, hemen peşinden kas_et olayı patlak verdi.
Oysa ‘dinimizde’ birinin ayıbını ‘saklamak’ ve ‘örtmek’ emredilmez mi?  Ne yazık ki bu zatı muhteremlerin böyle bir kaygısı yok.
 Birinin KAS’ını, diğerinin ET’ini kullanarak MHP’yi bitirmeye çalışıyorlar.
 Şunu iyi biliyorlar ki “Milliyetçilik” söylemleri her ırkın gönül telini titreten mızrap gibidir.
“Milliyet” kavramının yok olduğu toplumlarsa, ‘milliyeti belli olmayanlar için yem olmak’ demektir.
Yukarıda belirttiğim hususun yanlış anlaşılmasını önlemek amacıyla hemen şunu belirteyim; Ben ülke içinde yapılan milliyetçiliği hiçbir zaman benimsemedim.
 Milliyetçiliğin ne zaman ve hangi şartlarda devreye gireceği hususunda bu yazımı okuyan her okurumla aşağı yukarı aynı şeyleri düşünüyorum.
  Peki, MHP üzerine kurulan bu ortaoyununun esas oğlanları kimdir?
Bunu Sayın Bahçeli son zamanlardaki çıkışlarıyla çok iyi özetledi. Milli şuurunu yitiren, bir ‘Ülkeyi’ var eden değerleri hiçe sayan bir toplumun, kabileden öteye gidemeyeceği gerçeğini hepimiz biliriz.
  Referandum sürecinde başlayan zemin kaydırma çabaları şuan doruklara ulaşmış vaziyette. İdam mahkûmunun mektubunu okurken döktüğü sahte gözyaşlarının altında ki esas amaçsa “Ülkücülere” sahip çıkıyorum mesajıydı.
Her ırkın bir destanı vardır. Sen, ‘Türklerin varoluşu anlamına gelen Ergenekon destanını’ çeteyle ilişkilendir, sonrada dönüp MHP tabanından oy iste!
Her ırkın bir kurtuluş destanı vardır dan hareketle, PKK ile ilgili bir yapılaşmanın adına ‘Nevroz çetesi’ demek, KÜRT kardeşlerimizi nasıl üzerse ki (Kürtlerin kurtuluş destanıdır)
Başka bir çeteye ERGENEKON’ ismini vermekte Türk’lerin onurunu kırar.
Her neyse bu konuyu daha fazla kaşımak istemiyorum.
Toplumların, farklı etnik gurupların değerlerine saygı duymak kadar büyük bir erdem yoktur. Uzak diyarlardan ağlayanların eğer yürekleri varsa, gelir burada açıkça politika yaparlar.
Türkiye bu seçimle birlikte bir yol ayrımına gelmiştir. Merkez sağda, Doğru yol partisinin tasfiyesinin ardından rota MHP’ye kaymıştır.
Sağcı ve muhafazakâr kesimin oy vereceği tek adresin şu an için MHP olduğunu düşünüyorum.
Çünkü 42 yıllık siyasi geçmişi olan bir duruşun ‘Süt mısırları’ tarafından yok edilemeyeceği kanaatindeyim.
Kısacası,”Sağcıysan MHP, solcuysan CHP” diyorum.
Diğer partilerin adaletsiz bir seçim barajı yüzünden meclis dışında kalmasını kabullenmediğimi de ifade edeyim. Sayın Kılıçdaroğlu’nun seçim barajını indireceğiz sözüne sonuna kadar katılıyorum.
Gerek MHP’nin gerekse CHP’nin her yurttaşı ilgilendiren projeleri var. Ama ‘AKP’nin yok. Sadece ‘çılgın projeye’ güvendiler. Birkaç gün tartışıldı balon gibi söndü.
Sonra, “ İki tane yeni şehir kuracağız” dediler. Tartışılmadı bile.
Geriye sadece Sayın Demirel’le kavga kaldı. Bu konuda da birkaç satır yazmak istiyorum.2002 yılında.
AKP’nin ilk kurulduğu dönemlerde, Demirel’le görüşen Recep Tayyip
Erdoğan, dönemin Cumhurbaşkanı Sayın, Ahmet Necdet Sezer’e ilişkin şikâyetlerini Demirel’e anlatmıştır. Demirel de “Devlette devamlılık esastır” diyerek Erdoğan’a “akıl vermiş, nasihat etmiştir Daha sonra; 2004’te gerçekleşen bir ziyarette, Erdoğan’ın, Süleyman Demirel’den ombudsman (Kamu denetçisi) olmasını istediği basına yansıdı. Birkaç gündür seçim meydanlarında halka Sayın Demirel’le, Sayın Kılıçdaroğlu’nun yapmış olduğu iki görüşmeyi şikâyet ederek oy toplamaya çalışmasına ne anlam vereceğiz?  Sayın Hayati Yazıcıoğlu ile ilgili maili diline dolayıp,”Canım herkes bir mail adresi alıp bu işi yapar” diye geçiştirmeye çalışıyor. İyi de; Bugün Silivri’de yatanların yüzde doksanı aynı yöntemle içeri tıkılmadı mı? Önemli not: Referandum sürecinde ileri demokrasi için ‘evet’ diyeceğim diyen sevgili dostlarım merak ediyorum hala ileri bir düşüncede misiniz? Bu gün başınıza açılan bu dertleri oy vererek desteklediniz. Değil mi?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!