İYİ Kİ VARSINIZ..
Dile kolay, geride kalan tam Onbir yıl. Ne zorluklar ve meşakkatli günler ve geceler geride kaldı. ‘Acaba olmaz mı, başaramaz mıyız, başaramazsak bırakırız, bir kumar oynadık’ dediğimiz yıllar 20 Temmuz 2004 günü öncesiydi.
O zamanlar belde statüsünde olan Mahmutlar’da gazete çıkarmak mantık işi değildi ama ben denemek istiyordum. Çünkü bu mesleğin mutfağında piştim.
İlgili kuruma gazete yayımlamak için izin dilekçesi yazdığımda sözlü olarak, ‘Mümkün değil, hiçbir belde de yerel gazete yok ama’ demişti. O ama sözcüğü benim için bir ümitti.
O yıllar başta PKK olmak üzere çeşitli illegal örgütler yasal olmayan yollardan gazete, kitap ve TV yayını yapıyor, basın konusunda yasaklı yıllar yaşanıyordu ülkemizde.
Uzun bir süre ilgili kurum Mahmutlar Post Gazetesi’ne yayın izni vermemişti. Şahsımın gizli olarak kurum yetkilileri tarafından araştırıldığını, beni tanıyanlardan öğrenmiştim.
Çok şükür Allah’ıma hiçbir illegal örgüt ile bağlantım olmadığı için sonunda yayın hayatına başlamamız için tebligat gelmişti.
Atatürk Caddesi üzerinde Anneme ait on metre kare küçük bir dükkan’ın camına, “Mahmutlar Post Gazetesi” logosunun stickerini yapıştırmıştım.
Oda elli santim boyunda, yirmi santim enindeydi.
Kullanışlı olmayan bir masa, birde tahta sandalye bulunuyordu bu dükkanın içerisinde.
Bu dükkan maliyeye kayıt için gösterilen formalite bir yerdi.
Mahmutlar Post Gazetesi’ni ortalama bir yıl evimizin salonunda bulunan bir bilgisayar, birde yazıcı sayesinde çıkarıyorduk.
Baskısını da Yeni Alanya Gazetesi’nin matbaasında bastırıyorduk.
Ücretsiz gazetemizin işyerlerine dağıtımını o zaman henüz 13 yaşında olan kızım Gizem ve yeğenim Bülent ile birlikte yaptık bir süre.
Daha sonra babamın emektar bisikletinin arkasına plastik bir meyve kasası bağlayarak bir eleman eşliğinde dağıtım işini sürdürdük.
Hiç unutamıyorum bir dağıtıcım, gazeteyi biraz dağıttıktan sonra çöp bidonuna boşaltıvermiş gerisini.
Bir okuyucum haber verdi, çöpten geri topladım gazeteleri esnaflara dağıttım. 2004 yılında çıkardığım ilk gazete AKP’li Belediye Başkanı Alaattin Çakır’ı eleştiren bir gazete olarak çıkmıştı.
“Esnafa Alkış” manşetli ilk gazete.
Belediye Caddesi parke taşı ile kaplanmıştı, bu hizmet Çakır’ın değil de, esnafın ve oradaki konutlar’dan alınan maddiyatla yapıldığı için ‘Esnaftan Alkış’ başlığı atmıştık.
Duydum ki başkan Çakır çok kızmış, ardından buna benzer bir başlık daha. Seçimlerde şahsım olarak CHP’nin adayı Mustafa Keşoğlu’nu desteklediğim için Çakır bana kırgındı ve konuşmuyorduk.
Oysa ilkokulda sınıf arkadaşıydık.
Siyaset bu ya arkadaş bile dinlemiyor.
Gazetenin ikinci sayısının ardından Başkan Çakır, beni Sekreteri vasıtasıyla makamına çay içmeye davet etti telefonla.
Küçük bir tartışmalı konuşmanın ardından Çakır bana, “B.k’tan bir gazete çıkarmışsın, ‘esnafa alkış’ diye başlık atmışsın, esnaf şimdiye kadar niye kendi yaptırmadı. Belediye olarak biz öncü oluyoruz” dedi.
Bende, “Gazetenin yayın politikası halktan yana, biz halkın gazetesiyiz” demiştim. Kıvrak zekasıyla kavga ile bir yere varılmayacağını bilen Çakır, “Biz niye kavga ediyoruz, kavga’dan kim galip çıkabilirki Mahmutlar için beraber çalışalım, olumsuz bir haberi bana bildir hemen çözmezsem sen gazeteye o zaman yaz” dedi. Bende, ‘anlaştık’ dedim ve gerçekten de Mahmutlar’ın altın yıllarını o dönemlerde Belediye ve Gazete olarak beraberce göğüslemiştik.
Şimdi onbir yıl geride kaldı.
Mahmutlar Post Gazetesi şimdi kendi baskı tesislerine kavuştu. İngilizce, Norveç’ce ve Rusca gazeteleri yayımlamaya başladık ve Matbaamızın bir şubesini de Manavgat’a açtık.
Daha hedeflerim elbette var, Radıo, TV. gibi ama bu ekonomik krizde elimizdekileri korumak en büyük kazancımız olacaktır, tabi ki koruyabilirsek.
Bizi bu günlere getiren Allah’ımıza şükürler olsun, bizlere destek veren başta esnaflarımız, tüm kurum ve kuruluşlara, şimdiye kadar bizimle çalışan tüm personellerimize ve Köşe yazarlarımıza çok teşekkür ediyorum…
İyi ki varsınız.