İKTİDARIN İNSANLARA BAKIŞI

Her ülkede olaylar olabilir.
Her ülke terörün tehdidi altında olabilir.
Ama siz hiç, ülkesinde olan olaylar hakkında halkını bilgilendirme yasağı koyan ülke duydunuz mu?
Bir gün bakıyorsunuz, Cuma Namazı’na onlarca korumayla gidiliyor,
Bir gün bakıyorsunuz, Cumhur’un başı, veya Siyasi İrade’nin başı sansasyon yaratacak olaylar için yüzlerce koruma ortaya çıkıyor.
Yahut, muhalif birinin gözünü korkutmak, “taraf olma yerine bertaraf” olmayı tercih edenlerin evine sabahın köründe onlarca güvenlik görevlileri ile baskın yaparken yine onlarca kamera ile gitmeyi adeta “siyasi şov”a dönüştüren bir iktidarla yönetilmeyi hiçbir yerde duydunuz mu?
Geçen hafta TOBB’nin düzenlemiş olduğu “Terörle Mücadele için Bayrağını Al Gel” mitingine katılan insan sayısının 500 bin kişi olduğu ifade edilirdi.
Yine geçtiğimiz haftalarda (20.-09.2015) İstanbul’da yapılan “Milyonlarca Nefes, Teröre Karşı Tek Ses” mitingini Devlet düzenledi.
Başta Cumhur’un başı, Siyasi İrade’nin başının yanında Türkiye’de ilk kez TBMM’nin başkanı da katıldı.
İddiaya göre bu mitinge katılanların sayısı 30-40 bin kişi civarında imiş.
Soruyorum:
1- Devletimiz’i bu kadar ayağa düşürmeye kimsenin hakkı olabilir mi?
2- TBMM’nin Başkanı bu mitinge hangi ödenekle gitti?
3- Allah adına soruyorum, bu miting sadece Siyasi İrade’ye destek mitingi değil miydi?
4- TBMM Başkanı olarak daha önce böyle bir mitinge katılan oldu mu?
“Beyaz ve beyaz olmayan Türkler.”
“HDP’yi baraj altında bırakalım.”
“550 yerli milletvekili istiyorum.”
Sözlerinin sahiplerini merak mı ediyorsunuz?
Hemen söyleyeyim devlet.
Yahu Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yapmak istediği saldırıların sayısı 290 iken, sizin sadece 8 tanesine izin vermenizle bu mitingi nasıl özdeşleştiriyorsunuz?
Muhalefetin uzlaşamamasını fırsat sayarak “Terörü görüşmek için TBMM’ni açalım ve görüşelim” talebinin reddi ile bu mitingi nasıl özdeşleştiriyorsunuz?
Düğün havasında yapılan bu “lânet” mitingi ile şehit edilen 135 kardeşimizi nasıl özdeşleştiriyorsunuz?
Aldatıldık,
Aldatıldık,
Aldatıldık,
Bu sözlerle “Suçtan kaytarma” girişiminizle bu mitingi nasıl özdeşleştiriyorsunuz?
Unutulmamalıdır ki; “Doğruların kötü bir huyu vardır. Er geç ortaya çıkar.”