İKİ ÇAY BİR KAHVE-Sudi Çandır
Seçimlerden sonra bir kez telefonda konuştuk. Sonrasında birkaç kez selamlaştık ama oturup sohbet etmedik.
Üç hafta önce Antalya’da karşılaştık ve sadece merhabalaştık. Daha sonra yine Antalya’da ayaküstü milletvekilliği aday adaylığını tebrik edip başarılar diledim.
Geçtiğimiz hafta Ankara’da kaldığı otele kahvaltıya davet etti. Serin bir Ankara sabahında buluştuk ve kısacık bir hoşbeşten sonra kahvaltıya geçildi. Daha öncesinden kahvaltımı yaptığım için çay içmeyi tercih ettim. Sonrasında Türkiye müteahhitler birliği genel merkezindeki ofisine geçtik.
Orta kahvelerimizi yudumlarken Mahmutlar siyasetinden konu açıldı.
Çakır bu.
Durur mu?
Arka arkaya sorularını sıraladı.
Seçimlerde karşısında mücadele eden bir olduğum içinde eleştirilerinin bir anlamda muhatabı gibi görüyordu beni.
Haklıydı da, çünkü o dönemde basında Çakır’a karşı propaganda içerikli haberlerin tamamına yakını benim kalemimden çıkmıştı.
Kendi dönemindeki icraatlarını anlattı uzun uzun. “Dürüst politika yaparak seçim kazanmak istedim” dedi.
Bu noktada onunla ayrıştık. Ben “kazanmak için her şeyi yaparım ancak kazandığımda asla yanlış yapmam” dedim. Seçimlerde hazırlattığı “dün yoktu bugün var” adlı kitapçığı gösterdi ve” bütün bunları ben yaptım. Eskiden böyleydi şimdi böyle” dedi.
Şimdiki yönetimle ilgili çok şeyler konuştuk. Kendi döneminde yaşadığı sıkıntılardan bahsetti.
Gördüğüm şu, Hala seçimleri nasıl kaybettim. Bu kadar hizmeti yaptım bataklıktan bir şehir yarattım ama buna rağmen kaybettim düşüncesinde.
Hizmet konusunda haklı. “Yiğidi öldür ama hakkını teslim et” sözünden hareketle bunu inkâr etmek mümkün değil.
Sayın Çakır’la seçimleri neden kaybettiği konusunda fikir ayrılığına düştük. Kendisi “hizmet yaparken birçok insanı kırdım, bir yol yapacaksan birileri bundan rahatsız olabiliyor, kimisinin havuzunu yıktık, kimisinin duvarını ama bunu Mahmutlar için yaptık” dedi.
Bu değerlendirmelerinde haklı olabilir.
Benim gerekçem daha farklıydı ve kendisine bunu ilettim.
Kısacası seçimlerde karşısında siyaset yapan biri olarak yeni dönemle ilgili her eleştirisini üzerime alıyorum.
Aramızdaki buzlar eridi mi bunu bilemem, benim için böyle bir şey söz konusu değil.
Geçmiş geçmişte kalmıştır. İnsanlar tercihlerinde serbesttir tercih edilenlerin doğru ve yanlışları da taraf olanlara sorulur. Bende bu soruların muhatabı oldum.
Genel analizim şu. Sayın Çakır heyecanından hiç bir şey kaybetmemiş. Yakından tanıyanlar bilir. Sürekli iş konuşan, önüne hedefler koyan ve bu hedeflere ulaşmak içinde emek sarf eden bir kimlik.
Ankara’da özellikle bürokraside ve siyasi yelpazede kendine iyi bir yer edinmiş.
Aday adaylığı, adaylığa dönüşür mü bunu bugün öğreneceğiz. Ancak aday adayı olarak önümüzdeki yerel seçimlerde AK Partiden belediye başkanlığı için aday olma yolunu açmış oldu. Yinede iyi bir yerden adaylığı kesinleşirse de kendisine başarılar diliyorum.
Hatta şu sözü de söyledim. “Siz milletvekili olunki gelecek seçimde sizinle karşı karşıya gelmeyelim “ Serin bir Ankara sabahında ikram ettiği çay ve ofisindeki orta kahve için kendisine teşekkür ediyor ve başarılar diliyorum.
Sayın Arınç,”Gazeteciler gazetecilik yaptıkları için değil, hükümeti yıprattıkları için tutuklandı” demiş. Bizim gazete içinde beş kişilik rezervasyon lütfen. Mehmet Hocam, Sevgili Hikmet Türen, Bülent bey, Ender hocam sizi yalnız bırakmam korkmayın.
bence Çakırla iyi anlaşırsınız. ikinizde akıllısınız. şimdiden karşısında yer almayı düşünmeyin sudi bey. ben ikinizide çok takdir ediyorum.sevgiler