HER ŞEYİMİZ GÖSTERMELİK… -Hasan İlhan

Geçtiğimiz hafta Pazar günü büyük derbi vardı…
Yani, hemen hemen hepimizin bildiği Fenerbahçe-Galatasaray maçı…
Maçtan bir hafta önceye kadar, daha çok Fenerbahçeli taraftarların büyük zevk aldığı komik esprilere şahit olduk.
Normaldir, Aslan yaralıydı…
Bir de, geçmiş analizlere bakıldığında bundan sonra Galatasaray-Fenerbahçe derbilerinin sonuçlarından sonra belki sıra dışı hale gelme ihtimali bile yüksek…
Kim bilir, belki de derbi maç olmaktan çıkarma durumları olabilir…
İşin şakası, bence Türkiye’de en değerli, Dünyada’da sayılı derbilerden.
Esas olan benim konum bu değildi elbette.
Galatasaray taraftarının pek de ümitli olmadığı bu maça, arkadaşlarımla ben de eşlik etmek, ekrandan canlı olarak seyretmek istedim.
Öyle çok da alışkın olmadığım ve o gün izlemek için gittiğimiz kahvehane ve bar tarzı yerlerin, bu büyük derbide izleme yerlerinin dolu olması beni hiç de şaşırtmamış, aksine herkes gibi normal karşılamıştım.
Malum, toplumun maç sevdasına çok da uzak değiliz ya…
Geniş ve sakin ortamı olan, iki adet dev ekranı ile uygun fiyatı da bulmuşken maça kısa bir süre kala yerimize oturduk.
Arkadaşlarımla ekranda takımların maç kadrosu heyecanını ve yorumlu tartışmayı yaşarken, futbolcuların ve Saraçoğlu stadının seyircileri tarafından İstiklal Marşımızın okunmaya başlandığını gördük. 
Bulunduğumuz mekânda en az 300 kişilik bir topluluğun yani Türk topluluğunun olduğunu düşünerek ayağa kalkmaya yeltendim.
Vazgeçtim, ne oluyor diye sağıma soluma baktım…
Sadece şaşkınlık içerisinde bakakaldım…
Çoğunluğu hala eğitim almakta olan pırıl pırıl gençlerimiz…
Hepsi bu vatanın evladı…
Sonradan düşündüm, neden öncülük edip de, ayağa kaldırıp marşımızı söylemeye davet etmedim diye…
Kısaca ben anladım ki, ‘Her şeyimiz göstermelik’ miş…
Birçok yerde eğitimli insanlarımızın her şeyi doğru yaptığına ya da doğru kararlar verdiğine kanaat getiririz…
Eğitimli derken neyi kastettiğimizi çok iyi bilmeliyiz aslında. Çoğu insanımızın okula gitme imkânı olmadığını ama hayatın feleğinden geçtiğini, çoğunun da yaşam süresinin yarısına kadar olanını yüksekokul okurken hayattan haberi olmayanları karıştırmamalıyız bence…
İstisnaların kaideyi bozmayacağını düşünerek Üniversite, Lise, İlkokul ya da okuyamamışlığın telafi edildiği ülkemizde araştırma, takip etme ve her şeyi okuma gücünün zayıflığına üzülmekten başka elden bir şey gelmiyor.
Esas kahvehane ortamında sigaranın yasaklanmış olmasını çoğumuz hala içimize sindiremedik ama maçın ilk yarısında içeride o kadar temiz bir hava vardı ki…
Buna rağmen; maçın devre arasında verilen 15 dakikalık süresinde dışarıdaki temiz havanın, birden sigara dumanı ve kokusu sayesinde kirlenmesiyle sonlanmış olması, ince detaylardan ne kadar uzak yaşadığımızı hatırlattı.
Esas olanı daha vahimdi…
İkinci yarıda ise, haftalardır beklenen Fenerbahçe’nin gol ve golleri gelmeyince kapalı alanda kanunen yasaklanmış olan sigaranın dumanı kaplamıştı…
Dedim ya; “Her şeyimiz göstermelik” miş, diye…
Sıhhat ve mutluluk dolu bir hafta dileğiyle…