HATİP LAFI; AÇIKGÖZ SAFI SEVER
Frank abi kendine bir çıkış yolu arıyordu. Çok zeki ve yetenekli bir adamdı. Sonunda karar verip pilot oldu.
Bir süre sonra sıkılıp bir hastanede doktorluk yapmaya başladı, hastanın biri, diğeri derken işi bırakıp savcı oldu.
İstediği parayı kazanamayınca sahte para ve sahte çek basmaya başladı.
İşini o kadar mükemmel yapmıştı ki, sahte çekleri banka uzmanları bile gerçeğinden ayırt edemedi.
Baktılar baş edemiyorlar yani adam büyük bir cevher, FBI çalışmaya başladı, ilkokul mezunuydu, okuyabilseydi Amerika’ya başkan olurdu.
Türkiye henüz dünya çapında ekonomiyle, serbest piyasa koşullarıyla tanışmamıştı.
Kamu dur durak bilmeden fabrikalar yapıyor ve devlet ‘en büyük patronun’ kendisi olduğunu haykırıyordu.
Türk siyaseti Özal-Calp tartışmasına sahne olmamıştı.
Milli Özelleştirme Başkanı Osman abi çıktı piyasaya, Boğaz Köprüsü, başta olmak üzere Galata köprüsünü, vapur, tren, tramvayları sattı.
Amerikan uçak gemisini satmaya kalkınca yakayı ele verdi.
Charles abi bizlerin yıllar sonra “Titan titana” diye tanışacağımız saadet zincirini bulan dünyaca ünlü mucittir.
Son işinde 225 milyon dolarlık bir servet yaptı.
Charles abiden sonra bu yöntem çeşitli ülkelerde yerli ve milli değişikliklerle uygulandı.
Bir ton hurda demirin ortalama fiyatı 1400 TL, Eyfel Kulesinin toplam ağırlığı 10.100 Ton. Victor abi Paris’te yolsuz kalınca hemen bir hurdacı bulup Eyfel Kulesini satar, edindiği sermaye ile sahte para basma makinesi imalatına girer.
Ta ki Amerika’da yakalanıp cezaevine girene dek bu müteşebbis yeteneğini kullanır Mesela bu adam yazarçizer takımından, bir grup arkadaşıyla yan yana gelip Hitler’in günlüğünü yazdı. Gerd abi yazdığı bu günlüğü tam 6 milyon dolara bir dergiye sattı.
Günlüklerin sahte olduğunu tarihi eser uzmanları bile anlayamadı.
Yıllar sonra anılarında bu günlüğün sahte olduğunu itiraf etti.
Mükemmel bir İngilizcesi vardı.
Üzerine Amerikan subayı elbisesini giyip bir otele yerleşti.
Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel’le karşılaşınca uzun zuzun sohbet ettiler.
Döviz bulundurmanın suç sayıldığı yılları en iyi Raki abi değerlendirdi.
Sahte dövizleri işadamlarına pazarlıyor, suç olduğu içinde dolandırılanlar şikâyetçi dahi olamıyordu.
Dedesi ünlü paşalardan Hasan Rıza Zobu, babası Moskova Büyükelçisi Şemsettin Zobu idi. Kızı Melike Zobu sinemaya adım atınca Raki abi de elini eteğini bu işlerden çekti.
“Âlem Buysa kral benim” diyen Buysa abimiz, borsada yaptığı dar alanlarda kısacık paslaşmalardan 110 milyon dolar servet yaptı.
“Alan razı veren gazi” hiç kimse kılına dahi dokunamadı.
Dedesi Beyoğlu Emniyet Müdürü, babası ise Kadıköy Emniyet müdürüydü.
Babası sonradan Adnan Menderes’in korumalığını yaptı.
Selçuk, Etibank’ta 2 ay çalıştıktan sonra işi bıraktı.
Galatasaray’da basketbol oynuyordu.
Hastalandı oradan da ayrılıp siyasete girdi.
Halkçı Parti Beyoğlu İlçe Başkanı oldu.
Sıkılıp babasına ait ajansın başına geçti.
İlk işi ajansı Ankara’ya taşımak oldu.
Perihan Savaş’ın ismiyle dönemin siyasetçilerini aradı.
Orgeneral Necdet Öztorun’un sesini taklit ederek dönemin Başbakanı Tansu Çiller’den “Kemalistler Derneği” adına para istedi.
Ertesi gün para hesabına geçmişti.
Yakalandı, cezaevine gönderildi, Sabancı’nın katili Mustafa Duyar’la birlikte o da öldürüldü. Üç beş yıllık periyotlarla her seferinde kendisine inanan bir kitle buldu.
Televizyon ve gazete reklamlarını en iyi kullanan adamdır.
Fadıl abimiz milletvekili bile oldu.
Birkaç yıl içinde yine muhteşem bir projeyle çıkacaktır.
Cem abi sadece kontör dağıtarak neredeyse barajı geçecekti.
Yanında makarna ve kömürde verebilseydi iktidar olurdu.
Aslında dolandıranla- dolandırılanın amacı aynıdır, az emekle çok para kazanmak.
Cevher abiyi yazmaya hiç gerek yok.
Son olarak çakma Kim, Genç bir tosuncuk, yolda görsen çeyrek ekmek arası tavuk döner ısmarlarsın, acırsın.
Ama çocuk tavukla, inekle, yumurtayla öyle bir vurgun yaptı ki, akıl alır gibi değil.
İmam hatip mezunu bir overlokçu.
Bildiğimiz dikici yani..