GÜN BİTER GÜLÜŞÜN KALIR BENDE
İncecik bir bedenin içinde kocaman bir yürek, dünyaları sığdıracak kadar merhamet taşıyor. Hemen her gün görürüm onu.
Elinde bir poşet yavaş ve ağır adımlarla gelir sahile kedilere, köpeklere yemeğini ikram eder. Sonra bir demli çayla birleşir incecik parmakları ve denizin gökyüzü ile sonsuzlaştığı o çizgide kaybolur gözleri.
Öğretmen emeklisi bir abla, adını biliyorum ama yazmayacağım çünkü kendisinden izin almam gerek.
Ben hayvanlara, ağaçlara, taşa ve toprağa sevgi besleyen insanlardan asla korkmam.
Eğer biri saksıda çiçek yetiştiriyorsa, elinde ki arta kalan suyu bir ağacın dibine döküyorsa ve o ağaca konan kuşu dakikalarca izliyorsa, gidin ve oturun yanına.
Yüreği güzel insanların en büyük düşmanı yüreksiz, merhametsiz ve sevgisiz insanlardır. Aydın insanların en büyük düşmanı ise bilgisiz, sığ, cahil ve çabuk gaza gelen insanlardır. Medeni toplumların en çok değer verdiği insanlar; şairler, yazarlar, ressamlar, heykeltıraşlar kısacası gerçek sanatçılardır.
Henüz medenileşmemiş yada sanata düşman yetiştirilmiş insanlar ise bu değerlerden nefret ederler.
İşte gidiyorum çeşmi siyahım.
Devrimizin en büyük taşlama ozanı ve büyük şairidir, haksızlıklara karşı çıkan protest şiirlerle bunu dile getiren ustadır.
Başına gelmeyen kalmadı, bir ozana tahammül edemediler, göçüp gitti bu dünyadan.
Ömrü bitti, ömrüne sığdırdıklarını geleceğe miras bırakıp gitti.
Fani kurmuşsun temeli Bilmem sana ne demeli Koca Mustafa Kemal’i Yedin yine doymadın mı Karnı büyük koca dünya Koruyamadık Muhlis Akarsu’yu. Abdi İpekçi, Necip Hablemitoğlu gibi büyük aydınları bugün gerçek yüzünü gördüğümüz hainlere kurban verdik. Ne Ahmet Kaya’yı sevdik ne Ozan Arif’i çünkü farklıydılar ve dilleri dikenliydi.
Oysa hep öyledir sanatçılar.
Sanatçıdan, aydın insandan, ozandan, şairden yalaka olmaz.
Bugün “Aziz Nesin haklıymış abi” diyenlere rastlıyorum, Aziz Nesin ülkemizde ki cehalete ve bilgi azlığına o sivri diliyle vurgu yapmıştı.
Atilla İlhan, Nazım Hikmet dünyada“Türk Şairi” olarak edebiyatın ölümsüzleri arasında yer almıştır.
Tarih siyasi figürleri sadece not düşer ama sanatçılar, ozanlar, şairler ve aydınlardır o tarihi yazanlar.
Sahi Yunus Emre’nin şiir yazdığı, Pir Sultan Abdal’ın yüreğini yaktığı, Hoca Ahmed Yesevi ve Hacı Bektaşi Veli’nin yaşadığı dönemde kim iktidardaydı, hangi parti kaç oy almıştı?
En son “Gün biter gülüşün kalır bende Anılar gibi sürüklenir bulutlar Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır Yarım kalan şiir belki de” diyen şaire saldırdılar.
Değil gün, ömrü bitse kimsenin hatırlamayacağı insanların bu kinini kim anlatabilir bana?