GAZANIZ MÜBAREK OLA
31 Mart ‘Tantanakan’ meydan muharebesine hazırlandığımız bu mübarek günlerde herkeste bir heyecan ve herkeste bir tereddüt var.
“Ya kaybedersek” diyen seçmenin ruh halini tarif edecek cümle bulamıyorum.
‘Cumhur’ güçleri ile ‘Millet’ güçlerinin denkliği kıran kırana bir muharebe olacağının göstergesidir, uç beylerinin televizyon kanallarından yaptığı hararetli bir o kadar hiddetli ve şiddetli kükreyişler seçmençerileri şimdiden “Kazanırsan Gazi, kaybedersen Şehit” havasına sevk etmiştir.
Sokağa çıkıp herhangi biriyle iki kelam etmeye gör “Vatan, millet, hain, kumpas, kurtuluş, ihanet” gibi kelimelerin cümle içinde uçuştuğuna şahit olursun.
Düşünsenize: İbrahim Akdağ aradan çıkıp seçimi kazanmış, ya da Anastasia hanımın 31 Mart akşamında zafer ilan ettiğini, “Çöker memleket, Türkiye dış güçler tarafından işgal edilmiş olur” gibi bir hava estiriliyor.
Bunu sadece örnek olarak yazdım ama Türkiye’nin her yerinde aynı hava estiriliyor.
Anastasia hanım ve İbrahim Akdağ kardeşlerim alınmasınlar, yazı içerisinde özellikle isimlerini anıp başarılar dilemek istedim.
Diğer tüm adaylara da aynı duygularla başarılar diliyorum.
Şehrimizi 5 yıl yönetecek olan kadroyu seçecek ve hizmet bekleyeceğiz.
Yarışı ve o yarış sırasında ki heyecanı sevmek ve tadını çıkarmak lazım.
En azından özgürce seçim yapabildiğimiz, ağır aksakta olsa fikrimizin sorulduğu bir demokrasimiz var.
Ya bize hiç sorulmasaydı, mesela iyi yönetsin, kötü yönetsin bir kişi ölene dek belediye başkanı, öldükten sonra evladı da ölene dek belediye başkanlığı yapsaydı?
İster miydiniz?
İşte “Hanedan” dediğimiz şey budur.
Gerilmeye, öfkelenmeye, hiddetlenmeye ve şiddetlenmeye gerek yok, git sandığa özgürce fikrini ve tercihini yansıt.
Şimdilerde 70’li yaşlarında abi, cezaevi anılarını anlatırken “Bitlerimizi yarıştırıyorduk, kimin biti galip gelirse kaybedenin akşam yemeğine el koyardı” dedi.
Demem o ki, bitlerinizi yarıştıracak duruma gelmişseniz ‘bitlenmişsinizdir’ ve zevk için yaptığınız bir yarışta bile gözünüz diğerinin ekmeğindedir ve her yarıştan ekmek çıkaranlar vardır.
Yine 70’li yaşlarında torun gezdirmesi gerek ağabeylerin sosyal medya sayfalarında Rabia, Kurt ve ya zafer işareti yapması.
Aynı bileğe bağlı beş parmağı dahi yarıştırıp ideolojik bir çatışma sebebi yaptık ya, bize helal olsun!…
Dünyanın herhangi bir ülkesinde insanların yüzüne bakarak o ülkenin nasıl yönetildiğini anlayabilir siniz.
Sözüm özellikle genç kardeşlerimize, 20’li yaşlarınızın ortalarında iş bulabilirseniz hayata atılacaksınız.
Çok geçerli bir mesleğiniz yoksa büyük bir ihtimal iş dahi bulamayacaksınız, bulduğunuz işte karın tokluğuna çalışacak ev geçindirmeye çalışacaksınız.
Çocuklarınız olacak, onları hayata hazırlayacaksınız, kira ödeyecek ve ev sahibi olmaya çalışacaksınız.
Tüm bunları eğer işten atılmazsanız üç kuruş kazancınızla yapacaksınız, yapabilir misiniz? Diyelim bir inşatta iş buldunuz, 65 yaşından önce emekli olamayacaksınız peki, enerjiniz yeter mi?