GAZ LAMBASINA DÖNÜŞ
Hemen hepimizin hayati derecede ihtiyaç duyduğu, çağımızın en temel tüketim kalemi olan elektrik, aile bütçemizin en büyük ortağı oldu.
Faturalar kullandığımız enerji kadar değil çok daha yüksek miktarlarda gelmektedir. Özelleşmeden önce vatandaşın ufak tefek şikâyetleri dışında gayet güzel hizmet veren bu kurum neden özelleştirildi?
Hiçbir zaman zarar etmeyen hem yatırım yapıp hem de devletin bütçesine ciddi katkı sağlayan elektrik idaresinin devletin elinden alınarak “Al ben yiyemiyorum sen ye” mantığıyla özelleştirilmesinin perde arkası ileriki zamanlarda mutlaka ortaya çıkacaktır.
Bir tek faturaya; Dağıtım bedeli, kayıp kaçak bedeli, perakende satış bedeli, hizmet bedeli, iletim bedeli, sayaç okuma bedeli, enerji fonu bedeli, TRT katkı payı, Belediye Tüketim Vergisi gibi tüm bu kalemlerin vergileri alındıktan sonra üzerine birde KDV eklenerek faturalara kullanılan elektrik bedelinin en az 3 katına çıkarılıyor.
İş bununla da kalmıyor, dağıtım şirketleri fatura tahsil tarihlerini kendi nakit ihtiyaçlarına göre belirliyor ki; bazen 15 günlük bazen de 45 günlük faturalar düzenleniyor.
Fatura ödemesini birkaç gün geciktiren abonelere elektrik kesilmeden açma bağlama bedeli olarak ceza kesiliyor.
Faturalarda yer alan “Kayıp, kaçak bedeli” iki kalemde düzenleniyor, birinde şirketin hat ve trafo bakımlarını düzenli yapmamasından kaynaklanan kayıplar diğeri ise kaçak kullanım. Şirketler yatırım yapıp kaybı önlemek yerine, faturaya yansıtarak tüketicileri cezalandırıyor. Kaçak elektrik kullananları tespit edip cezalandırmak yerine, tüm kaçağı namuslu vatandaşın cebinden tahsil ediliyor.
Kayıp kaçak enerjinin vatandaştan alınmaması yönünde verilen mahkeme kararını uygulamayan iktidar, üstüne birde yasa çıkararak bu haksızlığı yasal hale getirmiştir.
Aslında şirket çalışanlarının tüm giderleri bu kalemler altında vatandaştan alınıyor.
Sayaç okumaya gelen elemanın maaşı şirketin karından değil vatandaşın cebinden alınıyor. Devletin yüz yılda vatandaşın vergisiyle dağa taşa diktiği direklerin ve tellerin parası vatandaştan bir kez daha alınıyor.
Elektrik ve su vatandaşın yaşamsal ihtiyacıdır, bu ihtiyaç üzerinden her ay zamlarla ve “Kılıfına uydursalar da” vicdani olmayan kalemlerle vatandaşı canından bezdiriyorlar. Türkiye’de bu haksızlığa tepki göstermeyen bir tek vatandaş yoktur.
Ve buna rağmen devleti yöneten siyasilerin ‘gıkı’ bile çıkmıyor acaba neden?
Seçim dönemlerinde “bu meseleye eğileceğiz” diyenlerin sözlerinde durmadığına hepimiz şahit oluyoruz.
Türkiye’de ki tüm ihalelerde bu adam var, nerede büyük bir yatırım var yine bu adam var, vergi borcu affedilir yine bu adam var.
Ama sözünde duran yine bir tek bu adam var, ta en baştan ne yapacağını söylemişti.
Parti kursun oy vereceğim!?