DEMOKRASİ, LAİKLİK VE SEKULARİZM

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Esasında toplum olarak okuma ve yazma alışkanlığımız olmadığı için bu üç kavramdan özellikle laiklik ile sekularizm kavramlarının birbiriyle karıştırıldığını görmekteyiz.
İşte bu üç kavramdan öncelikle demokrasi ve laikliğin temel özelliklerini baz alarak ayrıntıya girmeden açıklamaya çalışırsak;
Bilindiği üzere demokrasi, temel insan hak ve özgürlüklerin baz alındığı bir çoğunluk yönetimi olup, bu özgürlüklerin temelinde de ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, inanç özgürlüğü gibi özgürlüklerin yattığı, bu özgürlükler olmadan yalnız çoğunluk yönetimini demokrasi diye nitelendirmek, demokrasi tanımıyla hiçbir zaman bağdaşmadığını, laiklik kavramına gelince, bu kavramın temelinde devletin herhangi bir inancın, öteki inançlara karşı baskı yapılmasının önlenmesinin yarattığı, laiklik ilkesinin benimsenmediği bir ülkede hiçbir zaman demokrasiden bahsetmenin mümkün olmadığı, başka bir ifadeyle herhangi bir inancın öteki inançlara karşı temel hak ve özgürlükler baz alınarak güvence altına alınmasının ancak laiklik ilkesini benimsemiş ve demokrasiyle yönetilen ülkelerde mümkün olduğu görülmektedir.
Sekuralizm kavramına gelince bu kavram “sekulariom” adı altında Latince’den gelen bir kavram olup Türkçe’ye “çağdaşlık” kavramı olarak kazandırılmıştır.
Bir devletin sekular bir nitelikte olması demek o devletin ekonomik ve siyasal alandaki önemli sorunlarını çözmüş olması demektir.
Nedir bu çözülen sorunlar?  Bir kere o devlet ekonomik yönden kalkınmasını tamamlamış, halkın en fakir kesimlerini bile insanca yaşam koşullarına kavuşturmuştur.
Bu tür devlete ‘refah devleti’ de diyebiliriz.
Siyasal alanda sekular bir devlet demokratik bir devlet olup, uyguladıkları rejimle vatandaşlar arasında kavga yerine bir görüş birliğine varılmıştır.
Bunun yanında sekular devlet eğitim alanındaki sorunları çözerek işsizliğin önlenmesiyle birlikte sosyal güvenliğin tüm vatandaşlar için geçerli olmasını sağlamıştır. İşte bu özelliklerin var olduğu devlet ‘çağdaş’ ya da sekular bir devlettir. Böyle bir devlette din ve devlet arasındaki kavga sona ermiş olup, devlet de din kurumundan tümüyle elini çekmiştir.
Konuyu laik devlet bazında incelersek, her laik devlet yukarıda açıklanan bu sorunları çözmüş bir sekular devlet değildir.
Her ne kadar devleti yönetenler, devleti yönetme yetkisini dinden, ya da Tanrı’dan almıyorlarsa da çağdaş (sekular) bir aşamaya ulaşmaları için de önlerinde uzun bir yol bulunmaktadır.
Burada devlete büyük görevler düşmektedir. Bu görevlerin başına kutsal din unsurunu kendi çıkarları için kullanan kişi ve kurumlar karşısında devletin dini kontrol altında tutmak için gerekli önlemleri almak zorundadır.
Unutmayalım bir ülkenin laik bir aşamadan çağdaş (sekular) bir aşamaya geçmesi için o ülkenin önünde var olan çözüm bekleyen ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunları akıl ve bilimi de baz alarak çözmesine bağlı olduğunu söyleyebiliriz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!