ÇOCUĞU KAYBETMEDEN…-Hasan İlhan

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya domino etkisi ile halkının demokrasi mücadelesi verdiği ülkeleri, ülkemiz ise daha çok yaklaşan seçimlerden dolayı siyasilerin ve partilerinin son tangolarına şahit olmakta.
Wikileaks belgelerini ve site sahibi Assange’ı belki de çoğumuz unuttuk…
Ancak izlerini ve nelere yol açtığını hepimiz görmekteyiz.
Mesela; Ortadoğu ve Afrika’nın kuzey kıyı ülkelerinden Mısır, Sudan ve Libya’da halkın liderlerine ve yönetim şekillerine isyanlarını hepimiz izlemekteyiz…
Daha çok wikileaks belgelerinin yolsuzluk üzerinde, yoksulluğun da ülkelerinin yönetim şekli ile tetiklediğini söylemek belki daha doğru olacaktır.
Tabii ki bunun burada bitmeyeceği de aşikâr…
Yemen, Suudi Arabistan, Kuzey Irak hatta önlemlerini erken alamazsa Suriye devletlerini domino oyununa katkı sağlamak için sırada beklemekteler…
Hepimizin bildiği gibi ülkenin seçim gündemi; Yargı, Ergenekon ve Askeri darbe iddiaları üzerinde yoğunlaşmakta… 
Yargıyı ele geçirdiler…
Asker devletinden vazgeçtik, polis devleti olmaya karar verdik…
Mecliste daha önce hep beraber çıkarılan kanunlar şimdi sadece iktidarın oylarıyla kabul edilir hale geldi…
Hatta daha önce tarafsız bir Cumhurbaşkanı tarafından imzalanmadan geriye gönderilenlerin aksine şimdiki “gözümü kaparım, gerekeni yaparım” dercesine ülkesine hiçbir katkısı olmamakta…
Hatta gezmediği yerleri görmek için turistik gezilerle Cumhurbaşkanları içerisinde ülke tarihinde en büyük bütçeyi harcamakta…
Her yerdeler, her şeyi biliyorlar, girmedikleri delik bilmedikleri “Bir Allah” desem, bildikleri en alası şey…
Gece desem, gündüz desem…
Gün 48 saat desem, hiç durmuyorlar…
Bu ne intikamdır, bu ne gaflet!!!
Baksanıza,
Hiç yapamadılar gazetecileri tek tek içeriye bile almaya başladılar…
Zaten araştırma gereği de duymadım. En ünlü yazarlar bile suçsuz deyip sokağa çıkmışlar, bana düşmez ki…
Anlamadım ben…
Kim ya da kimler gözünün içine baka baka bizleri kandırmaya, ikna etmeye çalışıyor?
Eskiden bir mahalle baskısını bilirdik, şimdi etkili-tepkili her türden baskı mevcut.
Neyimize gerekti mahalle baskısına isyan etmek, keşke bunu kabullenip önümüze otursaydık.
Adama baksanıza,
İngiltere gazetesinden bile mahkeme kararıyla 25 bin sterlin almayı hak etti.
Bilin bakalım hangi ülkenin mahkeme kararıyla?
Bilin bakalım İngiliz medyası ve basın konseyleri bu duruma nasıl tepki gösterdi?
Yoksa o kadar paranın üstüne bir de özür mü dilediler?
Bir duyum ya da iddia var, oradakileri de ele geçirdikleri söyleniyor…
Böyle yönetimlerden hep korkmak lazım, el insaf yahu!!!
İnsanın elini ayağını bağlamaktan daha beter bir durum esasında…
%50 oy alırsa ne olur?
Hiçbir şey olmaz, hatta %51 olsun.
Ülkenin gidişatında iyi mi kötü mü olduğundan ziyade beni ilgilendiren kısmı; hasta adamın yeni ve tek çocuğu, olgunluk evresinde vücudunda çıkan yaraları kangren olmuş bir halde.
Bu kangren yaralara, yetki verilen doktorlar (bazıları hoca diyebilirler) çare bulma peşindeler…
Fakat diğer doktorlar bu teşhisi ve tedavisinin doğruluğu konusunda tereddütleri var, hatta isyanları…
“Böyle giderse çocuğu öldürüp, yok edecekler” şeklinde savunmaları.
Anlatmak istediğim şu;
Çocuğu kaybetmeden bir çare bulmak lazım gelir.
“Gel 12 Haziran gel” diyeceğim tutuyor ama biliyorum, yine de 13 Haziran’da değişen bir şey olmayacak.
Ah ah!!!  bir defada şu çocuğa sulandırılmış süt vermekten vazgeçebilseydik keşke…
Esen kalın, hoşça kalın…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!