BİZİM İNSANLARIMIZIN ÖZELLİKLERİ

Bizim insanlarımızın özellikleri hakkında herhangi bir araştırma yapıldı mı?
Yapıldıysa ne gibi özelliklerimiz var?
Örneğin; yaşantımız da akıl ve bilimi hep ön plana alarak mı davranıyoruz?
Ya da olaylara hep duygusal mı yaklaşıyoruz?
Orasını pek bilemeyiz ama gözlemlerimize göre olaylara genelde duygusal yaklaştığımızı söyleyebiliriz.
Duygusal yaklaşmamızın nedeninin başında aile yapımızdan ileri gelmektedir.
Çünkü aileler çocuklarını yetiştirirken, sorumluluk duygusu verilmeden büyütürler.
Bu şekilde yetiştirilen çocuklar büyüdükleri zaman “sen bu işten sorumlusun” dendiği anda hertürlü cambazlığı yaparak sorumluluktan kurtulmaya çalışırlar.
Bizim gibi toplumlarda toplumun yumuşak karnı “din” olup bizi yönetenler olayları genelde din kurallarını ön plana alarak değerlendirirler ve bunda da başarılı olurlar.
Esasında siyaset toplumu ikna etme sanatı olup  bu sanat siyasetçiler tarafından icra edilirken toplumun görüşlerini din eksenine oturtmadan akıl ve bilimi baz alarak toplumu yönlendirmeye çalışmalıdırlar.
Ayrıca bizim toplumun eğitim durumu ortalama dördüncü sınıf düzeyinde olduğu için yaşanan olayları irdeleme alışkanlığımız yok denecek kadar azdır.
Hal böyle olunca bizim toplumdaki kişiler kendilerini “kaderciliğe” mahküm ettiklerini söyleyebiliriz.
Örneğin; toplumun aynası olan tv programlarını izlediğimiz zaman bu durumun ortaya çıktığı görüleçektir.
Toplumumuzun  kültürel yapısına gelince bu yapı “toplumcu” nitelikte olup olayları değerlendirirken hep halkın çıkarlarını ön planda tutarlar.
İleri batılı ülkelerde ise geçirdikleri endüstrileşme devrimi ile mücadeleci bir yapıya sahip oldukları için” bireyciliği” hep ön planda tutmuşlardır.
Uygulanan ekonomik politikalarda, kişilerin bazı özelliklerini ortaya çıkarır.
Örneğin; üretmeden tüketen toplumlarda  kişiler parayı kutsal bir güç olarak görürler ve devamlı faiz ve rant peşinden koşarlar.
Bu durumda bulunan toplumlarda işsizlik ve gelir dağılımında yaşanan adaletsizlik daha da artar ve arttığı ölçüde kişilerin bazı özellikleri de değişir.
Örneğin; İşsiz kişilerin televizyon izleme oranları sürekli artar… kitap, gazete ve dergi oranları sürekli düşer… yolsuzluk ve yoksulluk giderek arttığı için, kişilerin tutum ve davranışları olumsuz yönde değişir.
Verilen bu örnekleri çoğaltabiliriz.
Bu gibi konuları içeren görüşlerim Mahmutlar Post gazetesinde değişik tarihlerde yayımlanan makalelerimde örnekler verek açıklamıştım.
Yinelemekte fayda görmekteyim.
Burada önemli olan, bizim insanlarımızın olumsuz yönde gelişen bu gibi özelliklerini, olumlu bir yöne doğru geliştirilmesi için başta bizi yöneten siyasetçilere, sivil toplum örgütlerine, araştıran ve araştırdıklarını topluma sunmaya çalışan aydın kişilerle birlikte medyaya da büyük görevler düşmektedir.
Şuanda yaşanmakta olan tüketim ağırlıklı ekonomide kişilerin tasarrufa  yönelmeleri güç ama imkansız da değil.
Ayrıca hepimizin bildiği üzere Mahmutlar Belediyesin de yaşanan ve yargıyı intikal eden olaylar nedeniyle Başkanvekilliğine Belediye Meclisinin aldığı kararla atanan ve aynı zamanda hukuk eğitimi gören Avukat Murat Can’a yeni görevinde başarılar dileriz.