BİZİ İLÇELİK KURTARIR

Büyükşehir yasası ile birlikte hizmetler aksayınca her kafadan çatlak sesler duymaya başladık. ‘Biz demiştik, olacağı buydu, demeyi pek sevmiyorum. Ama bağıra bağıra, ‘Köylerin oyunu da alıp, Büyükşehir Belediyesi’ni geri alacağız’ diyen bir AKP planı işliyordu.
Hoş aramızda, ‘AKP kazansında, Belediye, köy kapansın’ diyenlerimiz de oldu. Ama kazın ayağının öyle olmadığı apaçık ortada.
‘Hainlik yaparak laf söyleyenler, helallik istemek için geri dönecekler’ demiştim bir zamanlar. Bakıyorumda ezilen yine bizim halkımız, horlanan yine bizim Belediye personelimiz…
Bunu açık beyan söylüyorum, bu düzen Mahmutlar için bir esarettir.
Şu anda bir esir gibiyiz.
Kendi kararlarımızı kendimizin alamadığı, ‘yukardan ne derler bilmem’ lafının çok kullanıldığı, evlerimizin yandığı bir sırada itfaiyemizin sirenlerini çalıp hızla gidemediği, yukarıdan emir gelirse, diye hareket ettiği bir dönem yaşıyoruz.
Tabi yanan evimiz kül olmadıysa.
Bu yasadan ne Türel, ne de Yücel memnun.
Geçtiğimiz hafta Salı günü Alanya Belediye Meclisi’nde Yücel Meclis üyelerine, “Sabır gösterdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum, sistemi oturtmaya çalışıyorum” dedi.
Sistem nasıl oturacak bilmiyorum ama toplum bu sistemden çok rahatsız, bu sistemle birlikte çöpler ortada, sinekler cirit atıyor. Otlar iyice sarardı, halk hiç mi hiç memnun değil.
‘Acele ediyorsun menfaatine mi gelmedi, çıkarcı’ gibi telkinleri duydum.
Ben bir birey olarak görevimi yapmaya çalışıyorum. Bu sözlerin altını çizmek istiyorum, ‘yaptım’ demiyorum, ‘yapıyorum’ demiyorum, ‘yapmaya çalışıyorum’ diyorum.
Peki ne yapılmalı?
Mahmutlar halkı bu asaretten, bu uzaktan yönetilmekten  kurtulmak istiyorsa, kendi göbeğini, kendisi kesmeli. Önce birlik olunmalı, tek bir amaç için mücadele edilmeli. Bunu sağa sola döndürmeli hedef ilçe olmalı.
Önce Pir Sultan Abdal’ın şu sözünü sizinle bir daha paylaşmalıyım;
“Yola çıkarken ‘yürek’  heybenizi omzunuza alın. Bir gözünde ‘ikrar’ bir gözünde ‘asalet’ olsun” bu sözle yola çıkalım.
‘Daha ne duruyorsunuz?’ demeyin bana, bizler yola çıktık, haydi sizde yetişin, ilçelik için sizinde bir katkınız olsun.
Geçtiğimiz hafta İlçelik yolunda Dimçay’ından Demirtaş’a kadar olan yöneticiler ile Mahmutlar Post Gazetesi’nde bir araya geldik.
‘Kimler katıldı toplantıya?’ derseniz, MHP Meclis üyelerinden Kerim Aydoğan, Garip Kodal, Hasan Basar ve rahatsızlanarak erken ayrılan Zihni Asiltürk, AKP Meclis üyesi Mustafa Keşoğlu, CHP Meclis Üyesi Mustafa Aras, Mahmutlar Mahallesi Muhtarı Ahmet Top, Kargıcak Mahallesi Muhtarı Ramazan Yıldırım, Yaylalı Köyü Muhtarı Sait Şahin, Kestel Mahallesi Muhtarı Hasan Kaplan, Gözüküçüklü Muhtarı Kerim Özdemir. Demirtaş ve Seki Mahalleleri muhtarları cenazeleri olduğu için katılamadılar ve Mahmutlar Restaurantçılar ve Lokantacılar Derneği Başkanı Nurettin Göbüt yaklaşık iki saate yakın Mahmutlar İlçeliği için fikir birliğine vardık.
Yola çıktık, İlçelik için Dernekleşmek gerek olduğunu resmi hiçbir  tutar yönü olmayan Platform üyeleri de Sivil toplum örgütü olarak faaliyetlerine devam edebilir. Mahmutlar’lı bir yurtdaşımız ferdi olarak yani şahsi Anayasa mahkemesine İlçelik olmak için dava açacak. Biz kimseden lütuf istemiyoruz.  Hakkımız olan İlçeli’ği Anayasa kuralları çerçevesinde istiyoruz.
Bu toplantıların ikincisi en kısa zamanda tekrarlanarak, Dimçayı ile Demirtaş arasındaki tüm Mahallelerle birlikte ‘İlçelik Derneği kuruyoruz’ bu çok önemli bir adım. Buradaki toplam nüfus en az 70 bin. Mahmutlar’ın tek başına resmi nüfusu 27 bin, İlçe olması için yasal nüfus kriteri 20 bin, o zaman biz niye ilçe olamıyoruz?
Size sadece bir İlimizden örnek vermek istiyorum.
Hatay ilinin İlçeleri’nin nüfusu Altınöz 14.600 burada Suriye Kampı da dahil. Yayladağ 11.958, Kumlu 4.855 Belen 22.577.
Dimçayı’ndan Demirtaş’a kadar olan bölümden bir Mahmutlar İlçesi değil, Türkiye’deki bir çok İl nüfusunu bile geride bırakmaz mıyız?
O zaman herkes elinden geldiği kadar mücadele etmeye başlasın. Sosyal Paylaşım Sitesinde Twiteer, Facebook’ta her gün defalarca yayın yapalım. Siyasilerin kulaklarını iyice çınlatalım. ‘Bir elin nesi var iki elin sesi var’ diyelim.
Unutmayın birlikte olamayanlar, birlikte kaybolurlar…