BİR KANSER, BİR İNSAN, BİR KÖPEK
Sabahları uykunuz açılmış ama yatağın içindesiniz, “Pat” diye yatağa atlayan bir ses duyarsınız, saate bakmaya gerek yok, saat 7’dir. Bir oynaş başlar yorganın içinde, dışında işte dostumuzun “sabah şekeri” dediği köpeği boncuk ile güne başlaması böyle oluyormuş. Yaşanacak güne bundan güzel nasıl başlanılır ki?
Boncuk’un sahilde ilk yürüyüşlerinin birinde dalgın, dalgın yürürken Boncuk önünü kesmiş, ağzında bir dal parçası ayağının dibine koymuş, yüzüne bakmış “Hadi al, at oynayalım” der gibi şaşırdım diyor. Dostumuz ben ona böyle bir şey öğretmedim ama o bunu öğretilmiş gibi yaptı.
Dokuz yıl tavuk kırıntısı ama menüsü olmuş, Boncuk’un et ve tavuk ile pişen yemeklerin içine doğranan ekmek ara sıra yapılan piş, pişler ise bu menüyü renklendirmiş. Uzmanlar hayvanların günde iki sefer (sabah+akşam) beslenmesini önerirler. Boncuk tabağına konan yemeğine hiç atlamamış tabağın yanına uzanır. (3,5) saniye ayaklar önde başı eğik durur sonra yemeğe başlarmış dostumuz buna “yemek duası” yapıyor demiş. Söylediğinde kimse inanmamış görenler ise şaşkınlık içinde “Bu hayvanda bir şeyler var” demişler. Şimdilerde 5-6 aydır sindirim ve bağırsak sorunlarını hafifletmek için veterinerin önerisi ile hazır mamaya geçilmiş. Öğütülüp suyla karıştırılan mamanın üstüne haşlanmış biraz tavuk eti kırpılıp verilmiş. Dostumuz diyor ki, bu yeni uygulama ile birlikte Boncuk yemek duasını terk etmiş… Ama bu yöndeki rahatsızlığı da düzelmiş. Biliyoruz ki bütün canlıların bebeklik, çocukluk, gençlik ve ihtiyarlıkta beslenmeleri değişir, buna dikkat edilmezse hastalılar başlar, eziyet çekilir.
Sokak dönüşü “iki bezi vardı” diyor dostumuz, biri ile patilerinin altını, diğeri ile de bütün vücudunu siler, sonra bu bezleri yıkar, sıkar sonraki geziye hazır edermiş. Ağzını da selpakla siler, atarmış. Şimdilerde Anti bakteriyel ıslak mendil bütün genel temizliği fazlasıyla karşılıyormuş. Boncuğun evde oturup, yattığı üç yerde çarşaf seriliymiş. Yeni serilen çarşafı en geç 3 gün kullanıyorlarmış, Boncuk 3 gün sonra çarşafı koklayıp beğenmiyorsa üstüne yatmıyormuş. Aklıma hemen Atalarımızın “Aslan yattığı yerden belli olur” ve “Oturdğu yerde köpek bile yatmaz” sözleri geldi.
Evde beslenen hayvanlar bir yaş içinde alıştırılırsa banyo ve tuvaletten başka bir yere kesinlikle büyük, küçük çişini yapmaz. Köpeklerde on yaşa kadar günde iki kez dışarıya çıkarılması gerekir. Çıkarılmazsa da alıştırılan yerlerin dışına çatlasa da yapmaz. Boncuk yemekten sonra hemen gezi istermiş sıkışan bağırsaklarını rahatlatmak için dostumuzu esas şaşırtan ise kendi yemeğinin bittiği an (bunu nasıl anlardı bilmiyorum” diyor hemen yanında biter. “Hadi şimdi sıra sende ben seni gezdireceğim” der gibi Ona bakarmış. Bir müddet sonra yemek sonrası gezilerinin vücudu rahatlattığını fark etmiş dostumuz. Boncuk bütün köpekler gibi evini ve sahibini koruyormuş. Köyde bütün gece uyumaz yaklaşan her şeye hırlar ve havlar diyor dostumuz. 5 kiloluk cüssesine bakmaz sahibi için büyük köpeklere bile havlar kovalamak için çırpınırmış, Bunlar onun sadakatinin minicik örnekleri diyor dostumuz. Köpekler az görür koku alma duyuları çok gelişmiştir. En önemli özellikleri budur. Genelde bu duyu bütün hayvanlarda gelişmiştir. Kilometrelerce uzağa bırakılan hayvanların tekrar yaşadığı yere dönüş hikâyelerini birçok kez okumuşuzdur. Kaplumbağa’yı bahçede ilk birkaç kere söylemiş daha sonra hadi bir kaplumbağa bul dediğinde gider bahçede bir kaplumbağa bulur başında oturur, beklermiş. Bir keresinde yollarını bir yılan kesmiş yılan saldırı ihtimaline karşı yerden 30-40 cm diklenip onlara bakmış, dostumuz boncuk’u durdurtup bu derisini sıkıştırıp seni sokar demiş. Daha sonraki gezilerde Boncuk yürürken oturdu mu bilirdim ki çevrede bir yılan var diyor dostumuz. Karşı cinsin salgılarını uzun uzun koklayıp birgün sonra kapıyı tırmalayıp gezi isteyerek koşturup doğru oraya gidip orada oyalanarak hem cinsini aynı saatte orada yakaladığını söylersem bu müthiş yeteneğin gücünü biraz anlatmış olurum. Bu nedenle köpekler parfümden hemen uzaklaşıyorlar.
Rusların uzaya gönderdikleri ilk rozetlerde köpekleri kullandıklarını gazetelerden okumuşuzdur. Uzay giysileri içinde bu köpekler karşılarında duran panodaki renkli ışıkların yanışına göre rokete uzayda manevra yaptırıp dünyaya dönmüşlerdir. Buda onarlın zekâsına güzel bir örnektir. Boncuk2u tanıdıktan sonra başlayan hayvanlar ile ilgili araştırma okuma ve tanıştığım köpek sahipleri ile söyleşilerde onların yüzlerce özelliğini tabiî ki bu dört sığdırmam mümkün değil, bunun için affınıza sığınıyorum. Caddemizin “Huysuz virjini” zeytin’in gece yatarken örtüsünü üstüne dişleriyle çeken Ballımın kışın soğuğunda kendinden küçük bir köpeği göğsüne alıp, ön patisini onun üstüne atarak sarıp onu ısıtan sokak köpeği beyaz’ın, son yedi yıl kör gözleriyle ve yaşlılığın bütün fiziksel hastalık ve acıları ile yaşayıp “Yaşam mücadelesinin “en güzel örneğini verip 17 yaşında 17×7:119 insan yaşı ölen Mayk’ın, işyerinde ölen sahibi metro çıkışında yiyip, içmeden günlerce bekleyip orada ölen Japon köpeğinin ki Japonlar onun öldüğü yere heykelini dikip “Sadakat anıtı” yapmışlardır. Yaşlandı ve hasta oldu diye uyutulan yani iğne ile öldürülen bütün köpeklerin artık işe yaramıyor diye bir fişek alınıp bir köpek öldürücüsüne teslim edilen bahçe ve av köpeklerinin ve bütün hayvanların anısına. Sevgi ve saygıdeğer okurlarım dünya bütünüyle Yüce Allah’ın bize emanetidir. Ona layık bir şekilde bakalım, koruyalım.
Kalın sağlıcakla.