BİR GÜNLÜK GAZETE BAŞLIKLARI-Sudi Çandır
Kozmik savaş sürüyor, Genelkurmay karargâhındaki kozmik odada sürdürülen araştırmalar aralıksız sürüyor.(Devletin yatak odası)
Ergenekon davası sanığı bilmem kimin evinde arama yapıldı önemli bir belgeye ulaşılamadı(Ne aradıklarını bildikleri yok aslında)
Memur maaş zamları açıklandı. Başbakan memurun son yapılan zamdan memnun olduğunu söyledi! (Bak sen şu işe)
Emekliler derneği başkanı son yapılan emekli zamlarından dolayı Başbakana teşekkür etti(Aklını yitirmiş olmalı)
Sigaraya zam geldi, sigara zamları geri alındı, sigara yeniden zamlandı(Yorum yok)
Benzine zam geldi, Elektrik zamlandı (hiç özlememiştik)
Ve diğer başlıklar, tecavüz hırsızlık, soygun, adam kaçırma, uyuşturucu ticareti, kumar baskını, organ mafyası, tırnakçı ve kapkaççı terörü, yardım kuyrukları, intiharlar, tefecilik, çek senet mafyası, icra mafyası, “insanın içi kararıyor”
Hele bu tip suçlar ve sektörler son yıllarda ne kadar arttı hiç dikkat ettiniz mi sevgili okurlarım.
Orman arazilerinin yağmalandığı, devlet hazinesinin abur cubur işlere harcandığı, doğru dürüst bir tane fabrikanın açılmadığı, üstelik mevcut olanlarında ya kapatıldığı ya da haraç mezat satıldığı bir dönemden geçiyoruz. Ülke hiçbir dönem bu kadar acz içinde ve çaresiz bırakılmamıştı.(Osmanlının son dönemleri hariç)
Çare nedir?
Çare demokrasinin ta kendisidir.
Bu tür tıkanıkları açacak tek şey halkın iradesidir.
Demirel’in bir sözü vardır “Her şeyi halka soracak halktan icazet alacaksın” diye
Şu anki tablo bu iktidarın başarısızlığının karnesidir.
Maalesef ülkeyi çok kötü yönettiler.
Toplumu gerdiler.
Açılım saçılım sözleriyle halkı ayrıştırdılar.
Bu tür demokratik haklar söylenmez. Sadece varsa bir hak kaybı verilir.
İktidar koltuğu konuşma kürsüsü değildir. İktidarın yaptığına muhalefetin sözüne bakılır.
Başarısızlıkları laf cambazlığıyla örtme tuzağına halkında düşmemsi gerek.
Ekonomisi bitmiş, işsizinin iş bulma umudu yitmiş, çalışanın bile yarından umudunu kestiği bu sürecin tek sorumlusu vardır “oda Sayın Başbakan ve onun iktidarı”.
Halkımıza verdikleri hiçbir sözü tutamadılar.
Devletin bütün verileri negatifte, ama en büyük tehlike 2010 yılından sonra baş gösterecek.
Yabancıya satılan kurumların devlete olan ödemeleri bu yıl itibariyle bitiyor.
Sonrasında kar transferi başlayacak. Adam buradan kazanıp parasını dövize çevirip kendi ülkesine götürüp kullanacak.2020 yılarında 80 milyar doları bulacağı söylenen bu kar transferini 20 milyar dolarlık turizm gelirimizle mi karşılayacağız?
Bu hasarı en aza indirmenin tek bir yolu vardır. Devletin satılan bu kurumları piyasa şartlarında derhal satın alması gerekmektedir. Tekel, Telekom ve diğer GSM şirketleri, Petkim, Limanlar, Bankalar, Elektrik santralleri vs kurumların hepsi ülkemizin itici gücüydü.
Bu kurumların hepsi yabancıya satıldı. Devletin sadece ödenecek vergilerden bütçe oluşturmasının bizi getirdiği konum, “şu anki Türkiye gerçeği”.
“Durmak yok yola devam diyenlere duyurulur”.