BAGAJDAKİ CESET

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bu haftaki yazıyı yazmak için bilgisayarın başına geçip, Word dosyası açtım.  Yazacağım yazının başlığını da “Bagajdaki ceset” olarak belirledim. Yazıya başlamadan önce bir haber sitesine göz atmak istedim. Aman Allah’ım! Hakkâri’de 24 vatan evladı şehit… Bir gün önce de beş polis memuru şehit edilmişti. Elim ayağım çözüldü… “Kurşun yemiş güvercin” gibi yığılıp kaldım…
Ne kadar stratejist varsa doldurmuş ekranları, bangır bangır “tamda bu günlerde bu eylemin amacını” izah etmeye çalışıyorlar. Konuşmaktan lafazanlıktan öteye geçmeyecek, bir sürü saçma sapan, ipe sapa gelmez fikir kırıntıları. Başbakan da bir açıklama yaptı. Ne mi dedi?  “ Metanet, sabır ve vakar” tavsiye etti. Ha bir de bol bol “cek” dedi; “cak” dedi. Ölen ölüp gitti… Sınırlarımız yol gecen hanı! Askerimiz şamaroğlanı. Vatandaşımız teröristin hedef tahtası. Ne oluyoruz ya!
Bir de anlamadığım bizim ordumuz silah, mevcut personel sayısı ve ateş gücüyle dünyada ilk beşe girebilecek kapasitede bir ordu. Uçak, tank, top heron meron her şeyimiz var… Dağlarda solucan gibi yaşayan insanlar bir kaleş (AK47) ile gelip askerimizi avlıyor.  Ellerinde RPG7 roketatar ve DOCKA denilen eski ilkel Sovyet uçaksavarlarından başka ağır silah yok. Bizde her şey var…  Nasıl oluyor?  Askeri, stratejik ve ideolojik olarak, adamlar hep galip. Biz bir rütbeli askeri (kurmay)  senelerce eğitiyoruz, en özel okullarda okutuyoruz, en kaliteli yemeği yediriyoruz, en güzel hanımefendiyi eş olarak veriyoruz…  Teröristler bir çobanı kaçırıp iki ay mağaralarda dolaştırıyor. Sonra eline uyduruk bir silah veriyor.  Bizim kurmay bu çoban karşısında çaresiz.
 Bin yıldan uzun bir süreden beri hâkimi olduğumuz bu topraklarda, bizimle birileri kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor…  Terörle mücadelede en tecrübeli komutanlar (tutuklanacağını anlayınca kafasına sıkanlar hariç) hepsi hapiste. “ Yapılmayan darbenin, düzenlenmeyen suikastın, ele geçirilemeyen silahların, açığa kavuşturulamayan düzmece komploların” hesabını veriyorlar. Bir kısım devlet görevlisi, askere yakın olmaktan çekiniyor da, PKK’ye yakın olmaktan çekinmiyor.
Şu bizim kendi kendimize ettiğimiz zulmü teröristler bize etmez. Hükümet, ordu darbe yapacak paranoyası içinde, yandaş basın, özel yetkili savcılarla askerin yakasına yapışmış. Ordu içerisinde bir kısım ahmak adam, halkın oyuyla seçilmiş siyasi idareye tavır geliştirme peşinde.  Hastalıklı cüceler ve salaklar panayırında curcuna devam ederken, elin oğlu mevzideki çocuklarımızın kafasına sıkıyor. Ey akıl, ey izan, ey sorumluluk duygusu, neredesin!..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!