ATATÜRK'TEN ANILAR
” Atatürk’ün Arap Birliği için, kurulduğu zamanlar ne düşünmüş olduğu da Celal Bayar’ın anlattığı siyasi hatıralarından en enteresan sayılabilir.
Celal Bayar diyor ki:
-Arap Birliğinin resmen teşekkül ettiği gündü… Atatürk’ü ziyarete gittim. Kendisine laf arası bu birliğin bizin zaviyemizden ve siyaset gözlüğünüzden nasıl görünmesi gerektiğini sordum.
Bir müddet düşündükten sonra:
-Celal, dedi, tarih gösteriyor ki çölde medeniyet olmuyor. Medeniyet olmayan yerde ise bizim anladığımız manada devlet bulunamaz. Devletlerin bulunmadıkları yerlerde de bana kalırsa birlik olmaz…
Celal Bayar, Atatürk’ün sözlerini naklettikten sonra sustu. Amma bizler o susuş devresinde şöyle düşünmekten kendimizi alamadık:
-Hakikaten Mustafa Kemal nadir doğan dehalardan biridir. Ondaki seziş kabiliyeti en büyük hususiyeti olmuştur. Çünkü Filistin meselesinde Arap Birliğinin ne kof bir teşekkül rolünde kaldığını ve eli altındaki 45 milyon Arap ile 700 bin İsrail’liye karşı koyamadıklarını hatırlayacak olursak Atatürk’ün daha o zamanlar ne kadar uzakları görebilen bir görüşe sahip olduğunu kolayca anlayabiliriz”
Atatürk ile General Mac Arthure arasında dünya siyasi durumu hakkında 27 Eylül 1932 tarihinde yapılan görüşmede Avrupa’nın vaziyeti hakkında ne düşündüğünü kendisine soran Mac Arthure’a Atatürk şu cevabı vermiştir:
” …Bence, dün olduğu gibi yarın da Avrupa’nın mukadderatı Almanya’nın alacağı vaziyete bağlı bulunacaktır. Fevkalade bir dinamizme malik olan 70 milyonluk çalışkan ve disiplinli millet, üstelik milli ihtiraslarını kamçılayabilecek siyasi bir cereyana kendisini kaptırdı mı er geç Versailles muahedesinin tasfiyesine tevessül edecektir”
“…Avrupa’da vuku bulacak bir harbin başlıca galibi ne İngiltere, ne Fransa ne de Almanya’dır. Sadece Bolşevizmdir. Rusya’nın yakın komşusu ve bu memleket ile çok harp etmiş bir millet olarak, biz Türkler orada ceryan eden hadiseleri yakından takip ediyor ve tehlikeyi bütün çıplaklığı ile görüyoruz. Uyanan şark milletlerinin zihniyetlerini mükemmel istismar eden, onların milli ihtiraslarını okşayan ve kinleri tahrik etmesini bilen Bolşevikler, yalnız Avrupa’yı değil, Asya’yı da tehdit eden başlıca kuvvet halini almışlardır”
“Atatürk hasta yatağında yatarken Celal Bayar hazırlamış olduğu 70 milyon liralık bir istikraz ile daha önce anlatmış olduğu bir plan dahilinde kurulacak fabrikalar hakkında yapmış olduğu görüşmede Atatürk;
-Celal, dedi. Ne yapacaksan iki seneye sığdırmaya çalış. Yoksa ondan sonra asla vaktin olmayacaktır. Bana kalırsa dünya yeni bir cihan harbiyle bu sefer geçen seferkinden daha çok harap olacak.
O gün bir kehanet gibi karşıladığım bu sözler hakikaten 2,5 sene sonra tahakkuk etti”
İşte Atatürk o dahi, o emsalsiz sezişiyle bir röntgen gibi karanlıkların ötesini her zaman olduğu gibi bütün netliğiyle o kadar güzel görmüştü.