ANAYASA YAPILMASININ KOŞULLARI
Haziran 2011’de yapılan genel seçimden sonra çoğunluğu sağlayan iktidar partisince ele alınan yeni anayasanın yapılması konusu özellikle son aylarda toplumun gündeminde önemli bir yer tutmaktadır.
Tutmasının nedeni hazırlanacak olan yeni anayasada, medyadan öğrendiğimiz kadarıyla 90 yıllık parlamenter sistem yerine başkanlık sisteminin getirilmek istenmesidir.
Başkanlık sistemi hakkında ki görüşlerim 19 Kasım 2012 tarihli Mahmutlar Post Gazetesinde yayımlanan makalem de ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştı.
Yeni bir anayasanın hangi koşullar altında yapılması hakkındaki görüşlerim ise yine Mahmutlar Post Gazetesinde yayımlanan bazı makalelerimde açıklamıştım.
Örneğin; 18 Ekim 2011 tarihli “Anayasaların Yapılması “ hakkında yayımlanan makalem de bu konu ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştı.
Yinelemekte fayda görmekteyim.
Şöyle ki; yeni bir anayasanın ortaya çıkması iki şekilde olur.
Bunlardan biri yeni bir devletin kurulması diğeri ise var olan devletin kuruluşunun yenilenmesidir.
Var olan devletin kuruluşunun yenilenmesi genelde devrimle olur.
Yapılan bu devrimler eski hukuk düzeninin yerine yeni bir hukuk düzeninin getirilmesidir.
Yeni bir anayasanın yapılması gerektiğinde bunu yapacak organı belirleyebilmek için de egemenliğin kimde olduğuna bakılır.
Egemenlik ulusta ise anayasayı ulus yapar.
Ulusun anayasa yapması genelde “Kurucu Meclis” yoluyla olur.
Burada iki yol izlenir.
Bunlardan biri “Kurucu Meclis” anayasayı yapar ve dağılır. İkincisi ise “Kurucu Meclis” anayasayı yapma görevi yanında yasama görevini de yürüterek hazırladıkları anayasayı halkın onayına sunarlar ve halkın vereceği oylara göre örneğin; kabul oyları daha fazla çıktığı takdirde yeni anayasa ortaya çıkar.
Bu konuya 1961 ve 1982 Anayasalarımızı örnek olarak gösterebiliriz.
Gelelim Anayasaların değiştirilmesi konusuna;
Değişiklik yapma yetkisi ya bu anayasayı yapan “Kurucu Meclise” verilir ya da bu anayasayı yapmış olan organlardan farklı bir organ olan yasama organına verilir.
İşte 1982 Anayasamızın değiştirilemez hükümleri dışındaki maddelerin değiştirilmesi yetkisi belirli koşullar altında yasama organı olan TBMM’sine verilmiştir.
Bu konu 1982 Anayasasının 175. maddesin de ayrıntılı bir şekilde yer almıştır.
Görüldüğü üzere yeni anayasanın yapılması başka değiştirilmesi başkadır.
Hal böyle olunca yeni bir anayasanın bu meclis tarafından yapılması anayasa öğretisine göre mümkün görülmemektedir.
Bu konu 1982 Anayasasının 6. maddesinde ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
Madde 6. : Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir.
Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye ve ya sınıfa bırakılamaz.
Hiçbir kimse ve ya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.
Görüleceği üzere kaynağını Anayasadan almayan ve yasama organı olan TBMM ‘sinin yeni bir Anayasa yapma yetkisi mevcut Anayasamızda yoktur.
O halde TBMM’sinin yeni bir Anayasa hazırlaması yerine mevcut Anayasamızda varsa aksayan yönlerin değiştirilmesine ya da bazı yasaların örneğin; Seçim Yasası ile Siyasi Partiler Yasasının günün koşullarına göre yeniden düzenlenmesi yerinde olur görüşündeyiz.