ATEŞSİZ SİLAHLAR

Moğol Ordusu, Kayı Boyunu, Süleyman Şah ve halkını Türkmen topraklarından sürer.
(Süleyman Şah’ı en son Suriye’deki mezarından törenle ülkemize kaçırmış, a haberin “Dünyayı şaşkına çeviren operasyon” haberleriyle mutlu olmuştuk.)
Suleyman Şah Anadolu’ya hatırı sayılır sayıda Tiftik Keçisiyle gelir.
Böylece Anadolu 1220 yılıyla birlikte tiftik üretimiyle tanışmış olur.
Bu arada Süleyman Şah’ın oğulları, Kayseri’den, Ankara’ya kadar uzanan bölgede tiftik sürülerini çoğaltmışlardır. 1229 yılında Süleyman Şah ölür.
Aradan 70 yıl geçer ve torunu Osman Bey, Osmanlı Devletini kurar.
Arada geçen zamanda halk evlerindeki tezgahlarda tiftikten dünyanın en değerli kumaşlarını üretmeyi başarmıştır.
Ünü dilden dile dolaşan bu kumaşlar Avrupa’nın ve özellikle Ingilizlerin gözdesi olur.
Başta ispanyollar ve birçok ülke, bu ırkı Osmanlı Devletin’den ister ama, Osmanlı bu ırkın satışını yasaklar.
İngilizler bir yolunu bulup çalarlar ama hayvanlar iklime ayak uyduramadıkları için ölürler.
Aradan 400 yıldan fazla bir zaman geçer.
İngilizler Afrika’da, Ankara iklimine uygun bir yer bulmuşlardır. Cenevizli bir denizci vasıtasıyla
1830’ içinde 12 teke ve 1 anaç bulunan bir kafile çalınır ve İngilizler’e teslim edilir.
Afrika’daki yeni yaşam alanlarında üretime başlayacaklarıdır ama dişi keçi bir türlü hamile kalmaz.
Veterinerler konuyu araştırdıklarında şok olurlar. Çünkü erkekler daha önceden kışırlaştırılmıştır.
Hint kumaşıyla yarışan Türk kumaşının çöküş serüvenleri eş zamanlı olur.
Osmanlı çöküş dönemine girmiş ve bizim Tiftik Keçileri Afrika’daki yeni yurtlarına taşınmış, dünyanın en pahalı ve kaliteli İngiliz kumaşı raflardaki yerini almıştır.
Bir engel vardır önlerinde Hint Kumaşı.
Hindistan, İngilizler’in sömürgesine girer, ilk icraat kumaş dokumayı yasaklamak olur.
Yasağa uymayanların baş ve işaret parmakları kesilmeye başlanınca halk bu sektörü bırakır.
“Bulunmaz Hint Kumaşı mısın” deyimi oradan çıkar.
Avustralya bizim keçi ırkını ıslah eder ve onlarda üretime başlar.
Osmanlı yıkılır ve
Cumhuriyet kurulur.
Atatürk’ün ilk işi dokuma sektörü olur. Tezgahlar kurulur, teşvikler verilir, ardından Sümerbank kurulur, üzerinde tiftik keçisi resmi olan 50 liralık banknotlar bile basılır.
Sonraki yıllarda bu altyapıda kaybedilir.
Dunya bizim koyun ve keçilerimizin peşindeyken biz Avustralya’dan koyun ithal eder hale geldik.
Dünyada fındık üretiminde 1 numarayken sektörü İtalyan şirketine kaptırdık.
Şeker ihraç eden ülke, şeker ithal eder hale geldi. Çimentoda devre dışı bırakıldık.
Tütünde Amerikaya teslim olduk.
Dün yerel bir gazetede “kaçak Tütün yakalandı” haberini okuyunca içim acıdı.
Ateşli silahla aldığımız herşeyi ateşsiz silahla teslim ettik.