HURAFELER (3)-Nazif Fethi Yalçınkaya
Geçen yazılarımızda belirtmiş olduğumuz ve halk arasında yaygın olan bu hurafelerin kaynakları ve tarihçeleri bilinmemektedir. Hurafeler tarihin her döneminde varlığını korumuştur. İnsanların karşılaşmış oldukları problemleri çözmede yanlış yollara sapmaları hurafeleri iyice yaygınlaştırmıştır.
Hurafeleri ortaya çıkaranlar ve bu hurafeleri yaygın hale getirenler için dünya ve ahiret sıkıntısı vardır. Çünkü iyi bir iş yapan kimsenin peşinden o iş devam ettirilirse alınacak sevaplardan payı vardır. Kötü bir iş yapan, kötü bir çığır açan ise o kötü yolda gidenlerin almış olduğu günahlardan bir payı vardır. Bu sebeple yapmış olduğumuz şeyin İslam Diniyle ilgisinin olup olmadığına bakmalı, dünyamız ve ahiretimiz için faydası araştırılmalı ve sadece gönlümüz istedi diye yapmamalıyız.
Peygamberimiz (s.a.v) buyuruyor ki: “İslâm’da iyi bir çığır açan kimseye, bunun sevabı vardır. O çığırda yürüyenlerin sevabından da kendisine verilir. Fakat onların sevabından hiçbir şey noksanlaşmaz. Her kim de İslâm’da kötü bir çığır açarsa, o kişiye onun günahı vardır. O kötü çığırda yürüyenlerin günahından da ona pay ayrılır. Fakat onların günahından da hiçbir şey noksanlaşmaz.” (Riyazü’s-Salihin, Hadis No:173)
Hurafelerin bizler için bir başka zararı ise bidat olarak ortaya çıkmasıdır. Bidat dinde aslı olmayan birtakım batıl ve yanlışlıkları ifade eder ki, Sevgili Peygamberimiz bidatlerden uzak durmamızı istemektedir. Bidat ile ilgili Peygamberimizden bizlere aktarılan hadisler şöyledir. “Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez.” (Riyazü’s-Salihin, Hadis No:171) “Bundan sonra söyleyeceğim şudur ki: Sözün en hayırlısı Allah’ın kitabıdır. Yolların en hayırlısı Muhammed sallallahu aleyhi ve sel-lem’ in yoludur. İşlerin en kötüsü, sonradan ortaya çıkarılmış olan bid’atlardır. Her bid’at dalâlettir, sapıklıktır. (Riyazü’s-Salihin, Hadis No:172)
Hurafeler sosyal yaşantıda sıkıntılara sebep olmaktadır. İnanç yanlışlıklarından dolayı Dini yaşantıda sektelere sebep olmaktadır. Hurafeler gerçek anlamda kaçınılmaz ise zaman içerisinde din olarak telakki edilecektir ki, artık terk etmek günahmış gibi telakki edilebilecektir. Günümüzde bu durumu üzülerek görmekteyiz. İnandığı gibi yaşamayan kardeşlerimiz yaşamlarını inançları haline getirmişler ve yanlış şeylerin ardına takılıp gitmişlerdir. Bu sebeple bizlere hiçbir fayda sağlamayacak olan hurafeleri hayatımızdan atmaya özen gösterelim.
Kuran ve sünnete uymak bizim en temel vazifelerimiz arasındadır. Dinimizi Kur’an ve sünnetten öğrenmekteyiz. Hayatımızda karşılaşmış olduğumuz birçok şeyin Kur’an ve Sünnette olup olmadığını bilir isek hatalara düşmekten o kadar çok korunabiliriz. Bu sebeple Dinimizin iki ana kaynağı olan Kur’an ve Sünneti öğrenmeye gayret göstermemiz bizleri hurafelerden uzaklaştıracaktır.