TARİHSEL BİLİNÇ DÜZEYİMİZ -Ender Karaca
Bu makaleyi hazırlarken cahillik konusunda “La Edri” tarafından söylenmiş güzel bir deyim ilgimi çektiği için sizlerle paylaşmak istedim.
“Cahil ile sohbet etmek
Güçtür bilene,
Çünkü cahil ne gelirse
Söyler diline”
Gelelim Tarihsel Bilinç Düzeyi adlı makaleye.
Tarih, bilindiği üzere toplumsal bir bellektir; geçmişin deneyim ve bilgi birikimidir.
Bu nedenle tarihten ders çıkartmanın toplumu daha iyiye götürme, geliştirme ve geleceği daha ileri düzeyde kurma gibi ilke ve kurallara bağlı yapılması çok önemlidir.
Toplum olarak tarihten ders çıkartmak için de toplumun tarihsel bilinç düzeyinin yüksek olması gerekir.
Bizim gibi okuyan, araştıran, olayları neden-sonuç bazında irdeleme alışkanlığı olmayan toplumlarda tarihsel bilinç düzeyi yeterli ölçüde gelişmemiştir.
Gelişmediği için de 60 yıldır bizi yönetmeye soyunan siyasetçiler toplumun bu özelliğini bildiği için hep kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiklerini söyleyebiliriz.
Örneğin,
14 Mayıs 1950’de tek başına Demokrat Parti olarak iktidara gelen ve bu partinin kurucuları arasında yer alan ancak 1945 yılında Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’na karşı çıkan bir zamanların CHP’li milletvekili Emin Sazak’ın bu konu hakkındaki söylediği sözler çok ilginçtir.
“Padişahı devirdik. Halifeyi kovduk, Şapkayı giydik, Latin harflerini kabullendik, Tekkeleri kapattık, bazı gerekçelerle Varlık Vergisini bile kabul ettik. Fakat bunu kabul edemiyorum.” (1)
Kabul edemediği konu da Toprak Reformu’ydu.
Esasında Emin Sazak’ta “En büyük toprak ağalarından biri olduğu için” 1945 yılında CHP tarafından hazırlanan bu tasarı TBMM’de kabul edilmemişti.
İşte 1945 yılından bu güne kadar geçen 65 yılda, TBMM’de Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun çıkması için hiçbir parti gerekli girişimde bulunmadı.
Neden bulunmadı?
Çünkü TBMM’de Emin Sazak gibi çok sayıda milletvekili bulunduğu için.
Bu konuyu neden dile getirdik?
Çünkü 65 yıl önce bu kanun çıkmış olsaydı, “Topraksız köylüler toprağa kavuşarak yaşamlarını kendi bölgelerinde sürdüreceklerdi.”
Bugün özellikle Güneydoğu’daki illerden büyük kentlere çalışmak için, toprağı olmayan binlerce aileler gelmektedir.
Bu durum o kentlerdeki tüm yaşamı olumsuz yönde etkilediğinden bizi yöneten siyasetçilerin bu konuya bir an önce çözüm bulmaları, daha doğrusu toprak reformuna gitmeleri yerinde olur görüşündeyiz.
(1) Özdemir İnce. 14 Mayıs 2010 tarihli Hürriyet Gazetesi.