BUNLAR BÜYÜK OYUNLAR-Rıfat Kıymaz
Yurdumuz aylardır devletin en üst kademelerini ve ordumuzu da sarsan bir büyük olay ile sarsılıyor. Olay ile ilgili her gün yeni bir bulgu ortaya çıkıyor, bu yeni bulgular alınmış veya alınacak kararlarda değişikliklere sebep oluyor velhasıl kelam olay eşeğin kuyruğu gibi uzayıp gidiyor. Bir TV Kanalı yetkilisi ne diyor ‘Bunların hepsi bir oyun, göreceksiniz olayın birçok davası doğru dürüst sonuçlanmadan her şey kapanıp gidecek. ‘Olayda her şey öyle karışık ki olaya sebep olan örgüt bir bakıyorsunuz milliyetçi, laiklik koruyucusu, bir bakıyorsunuz geçmişteki milliyetçi laiklik korucuyusu insanların öldürülmesi olayına karışmışlar ve buna benzer daha neler,neler.İşte bunlardan dolayı O yetkili böyle diyor, hadi bakalım kolay gelsin….
Adamın biri bir TV kanalına çıkıyor dünyada ve yurdumuzda casusluk ve gizli örgüt çalışmalarına esastan girip öyle şeyler anlatıyor ki ‘Vay bee’ dedirtiyor. Örneğin Yurdumuzun NATO’ya üyeliğinden sonra Amerikan sivil ve askeri gizli istihbarat örgütlerinin devletin ve askerin her kademesinde YURT çapında örgütlenmesine (50)’lili yıllarda müsaade ediliyor. Konuşmacı diyor ki, böyle yasal veya yasal olmayan örgütlenmeler ile o bölgelere birçok eleman yerleştirilir ve bunlar zamanı geldiğinde yapılması istenen hareketi gerçekleştirirler, bazende yıllar geçer o eleman hiçbir şey yapamadan ölür gider, yenisi konur. Bunları duyunca seneler, seneler öncesi duyduklarımı sizlere aktarmanın tam zamanı dedim;
BİRİNCİ ÖYKÜ: Adamın biri evlendirdiği kızını ziyaret için kalkar uzaktaki o şehre gider, orada tanıştığı insanların öve öve göklere çıkardığı bir cami imamını tanımak ister, imamın konuşma ve bilgileri gerçekten çok üstün ve çarpıcıdır, adam şaşırır, imamın bir özelliği de büyük bir tarikatın kurucu ailesinden gelmedir. Adam araştırır, önce böyle bir tarikatın olmadığını öğrenir, sonrada imamı dini bilgiler ile imtihan eder, aldığı cevaplar onu tatmin etmez, Emniyete gider imam araştırılır Türkiye’deki kayıtlarda sahtecilik ortaya çıkar, yakalanıp içeri atarlar, sorgusunda her şeyi itiraf eder:’Bir dış ülke Türküdür, sıkıştırılıp başka büyük bir ülkede uzun yıllar dini eğitim görür, sahte kimlik ile yurdumuza sokulur, aldığı talimatlar doğrultusunda camide dini ve sosyal vaazlar vererek yöre insanını istenen doğrultuda işlemeyi yıllarca sürdürür.
İKİNCİ ÖYKÜ: Adamın biri bir başka şehre ziyarete gider. Bir kahvede çay içerken adamın birinin Türk kahvesini içtikten sonra su içtiğini görür, yanındakine onun kim olduğunu sorar, şu şehirden gelme, adı, yıllardır orda oturduğu bilgilerini alır, şüphelenir zira Türkiye’de su kahveden önce içilir, Trakya Türkleri suyu sonra içer. Adamı takibe alırlar Türkiye ile ilgili bilgileri gizlice kaçırırken yakalanır, casusluktan yargılanır, asılır, adam Bulgardır, eğitilip Yurdumuza sahte kimlik ile sokulmuş yıllarca kimsenin dikkatini çekmeden şuradan geldim deyip yaşamını sürdürmüştür.
Bizim bir atasözümüz vardır,’Sen doğru dur kötü belasını bulur’.Bunca yıl yaşam bana bunun doğruluğunu defalarca gösterdi. Oyunu oynayanlar kendi oyunlarının içine düşerler, bekleyelim göreceğiz.
Sağlıcakla kalın.