VATAN ELDEN GİDERSE…-Ender Karaca
Paylaş
Yüce Atatürk, hayata veda edene dek tüm yaşamını ulusuna adamış bir önderdi. O’nun varlığı, yurdumuzu kapladığı kadar ünü de dünyaca kabullenmişti.
Atatürk’ün hayatı sayısız utku ve devrimlerle doludur. Sürekli incelenip yorumlanan yaşamı, hayata veda ettiği tarih olan 10 Kasım’la başlayıp hafta boyunca çeşitli etkinlikler yapılarak daha yoğun bir şekilde anılmaktadır.
İşte Atatürk Haftası olarak andığımız bu hafta içinde bizde Ata’mızın yaşadığı binlerce anı arasından VATAN ELDEN GİDERSE adlı bir anıya yer vermek istiyoruz.
‘’Atatürk İstiklal Savaşı için Anadolu’ya geçtikten ve Erzurum Kongresini yaptıktan sonra Sivas’a dönmüş, orada da ikinci kongreyi açmıştı.
Bu sırada lise binasında yatıyor toplantılar yapıyordu.
En basit ihtiyaçlarını temin edecek bir halde değildi. Bazı geceler sabahlara kadar küçük petrol lambasının cılız ışığında çalışıyordu.
Bir aralık Padişahın lise binasından çıkmasını emrettiği, baskın yapılacağı, yakalanıp asılacağı hakkında şehirde haberler dolaşmaya başladı.
Atatürk’ün hizmetini basit, fakat temiz ruhlu fedakar bir Türk genci yapıyordu.
Bu delikanlının babası gizli ve sık, sık geliyor; oğluna:
-Etme, eyleme; evine dön: bugün yarın şehir basılacak, Mustafa Kemal ve arkadaşları yakalanacak. Onlar her şeyi göze almışlar sen aileni düşün! diyordu.
Atatürk bu geliş gidişin farkına vardı, bir gün delikanlıyı yanına çağırdı ve sordu.
-Sık, sık sana gelen kimdi?
-Babam!
-Ne istiyor?
Delikanlı her şeyi anlattı. O zaman Atatürk ona doğru biraz daha ilerledi, elini omzuna koydu dedi ki
–Hizmetinden memnunum, fakat baba hakkı büyüktür. Mademki razı olmuyor git! Git, fakat babana söyle ki Vatan elden giderse evladın ne hükmü kalır?
Yaşanan bu olayda Atatürk işgal edilen bu vatanın bir an önce işgalden kurtarılarak bağımsızlığa kavuşmasını istiyordu.
Çünkü Atatürk“ Bir ulus kendi gücüne dayanarak varlık ve bağımsızlığını saptayamazsa şunun, bunun oyuncağı olmaktan kurtulamaz’’ diyordu
Bunun için Atatürk “ Bu vatan bizimdir, asla işgal edilemez’’ görüşünü özellikle ulusal kurtuluş savaşında dile getirerek toplumu bu şekilde bilinçlendirmiş ve O’nun önderliğinde Türkiye Cumhuriyeti kurulmuştur.
Unutmayalım; 87 yıl önce kurulan Türkiye Cumhuriyeti bu gün dünyadaki tüm Müslüman ülkeler arasında demokratik ve laik bir düzeni benimsemiş tek Müslüman ülkedir.
Bu duruma gelmemizi de her zaman saygı ve minnetle andığımız Yüce Atatürk’e borçluyuz.
Ayrıca Mahmutlar halkının Kurban Bayramını içtenlikle kutlarım…
