BİAT KÜLTÜRÜ
Dilimize Arapça bey ‘at’ dan gelme biat kelimesi birinin hakimiyetini kabul etmek ve emirlerine uyarak buyruğu altına girmek olarak tanımlanır.
İslam tarihinde ilk biat ‘’akabe biatı’’olup zamanla halifelere önce devlet erkanı sonra halk biat ettiğini İslam devleti geliştikçe biat törenleri de daha da tantanalı bir şekilde yapılmaya başlandığını tarih kitapları yazar.
Osmanlılarda biat merasimleri diğer İslam devletlerinde olduğu gibi çok şaşaalı bir şekilde yapılıyordu.
Bu törene vezirler, şeyhülislam ve diğer devlet ileri gelenleri davet edilirdi. Devlet erkanı bu törende “divani” denilen elbiseleri giyer, önce Nakibüleşraf etek öperek duaya başlardı. Duadan sonra şeyhülislam biat eder bundan sonrada diğer davetliler biat ederlerdi.
Tören bitince padişah davetlilere hilatler giydirirdi.
Osmanlı devleti monarşik ve teokratik bir yapıda olduğu buna bağlı olarak vatandaşları kul ulusu da ümmet olarak gördükleri için biat uygulaması altı asır boyunca devam etmiştir.
Bu durum Osmanlı kültüründe vardı.
Yüce Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyetinde ise biat denen tören ortadan kaldırılmış ve demokratik ve laik bir düzene geçilmiş ve özellikle seçilen kişiler – cumhurbaşkanı ve milletvekilleri- anayasa ve yasalara bağlı kalmak kaydıyla yemin ederek görevlerine başlamışlardır.
Ancak çok partili siyasal döneme geçtiğimiz günden bu yana özellikle tek başına iktidara gelen siyasi partilerde lider sultası altında biat uygulanmaktadır.
Çünkü toplum olarak demokratikleşmenin henüz başındayız.
Özellikle tek başına iktidara gelen herhangi bir siyasal partinin başkanı ‘’zaten meclis çoğunluğu bizde ‘’diyerek çoğulculuk kavramını da hiç dikkate almadan biat kültürüne de bağlı kalarak iktidarını sürdürdükleri görülmektedir.
Bu durum bir yönde Osmanlıların uyguladığı biat kültürüyle eşdeğer hale geldiğini söyleyebiliriz.
Esasında biat’ın bizim kültürümüzde daha doğrusu bırakın devlet yönetimini aile içinde bile biat kültürünün var olduğunu unutmayalım.