KARIŞIK KURUŞUK İŞLER

Neyle besleniyoruz bilmiyorum. Kafamız öyle karışı ki; kimin eli kimin cebinde, kim hangi fikrin sonsuz süvarisi belli değil.
Sağcılarda, solcularda büyük bir değişim yaşıyor. Dindarımız, kindarımız, azıcık inananımız, kökten dincimiz, hepten dinsizimiz bile yarına dair net bir resmi tarif edemiyor.
Kafam karışık.
Nasıl karışmasın?
Biz “Türkiye partisi olacağız” diye yola çıkan Demirtaş ‘LA’dan çalıyor.
“Ya sev ya da terk et” diyen bir misyonun sahibi ‘RE’den kopamıyor. “Atatürk’ün partisiyiz” diyenlerin bir kısmı Kurucusuna en büyük hakaretleri yapıp “Mİ’den” çalıyor.
İnsan ister istemez soruyor “Öyle’Mİ?”
Anayasa üzerine yemin edip “Namus ve şeref sözü verenler” hala bu ne ‘LA’dan’ çalıyor… Birileri birilerinin aklını çeliyor, sonra bir şekilde çalıyor..
Bizler notalara takılarken sözleri ‘ES’ geçiyoruz ve bilinçaltı devşirme tamda bu noktada başlıyor.
Acayip bir rüzgarımız var, yelkenlerimiz açık ya bodoslama dalıyoruz ‘1 numaranın gösterdiği hedefe’ ileri..!
5 Saatte Şam’a giren mi dersin, Şam’ı es geçip pusulayı Moskova’ya çevirip ‘Cuma namazı’ için gusül abdesti alıp “emir bekleyen mi” dersin..?
“Dünya lideri olacağız” diyordun “Dünyadan koptuk” diyenler karşı karşıya şimdi.
“Barış süreci başladı anaların gözyaşları dindi” diyenlerle “lan oğlum ne barışı” diyenler aynı kesim olunca ben ‘hamsi’ gibi kavağa çıkıyorum.
Mesela bire bir “Apo ile görüşülüyor bu görüşmeler yarında devam edecek” diyen bir zat’ın taraftarı 1991 yılında Apo ile görüşen Perinçek’e ana avrat küfredince “ezberim bozuluyor” “Yetmez ama evet” diyenlerin peş peşe özür mesajları “ne oluyor be” dememe sebep oluyor. Kimse durduğu yerde durmuyor.
E, bende yüzlerine vurmuyorum.
Mısır’a posta koyup milletin yarısını 4 parmaklı ampute yapanların Mısır’la barışalım mesajları beynimi şaaapyor yani zonklatıyor.
Geçim sıkıntısı yaşayan bir vatandaşımızın elektrik dağıtıcısı firmayla ilgili şikayetini “tamam ismini de yazıp haberleştireceğim” dediğimde kıvırdığını görmek beni geriyor.
Çok enteresan bir süreçten geçiyoruz.
Yarım asrı devirdiğim için elbette yaşadıklarım var.
Onları “temel doğrularım” olarak kabul edersem benden hiçbir şey olmaz.
Dünya’da kimsenin bilmediği bir füzeye sahip olduğumuzu yazan trol’ün mesajı yerin dibine sokuyor beni.
Ben ki günlük her şeyi takip etmeye çalışan, bilimsel gelişmeleri takip edip hem kendi çapımı, hem de ülkemin çapını hesaplamaya çalışan biriyim.
“Moskova’yı Çorum’dan vururuz” diyen insan karşısında çaresizim.
Benim için dua edin “Allah’tan umut kesilmez” pozisyonundayım.
Emekli maaşıma bakıyorum, çarşıya pazara bakıyorum, eee hatırı sayılır bir maaşım varken ben şikayet ediyorum, benden sigara parası isteyen “o” adama gıcık olup aptallığıma yanıyorum. Sabret, şükret, biat et valla çaldımsa çaldım helal et’le biten filmleri çok yaşadım.
Yaşadınız, yaşadılar, yaşayacaklar halinden sıyrılmak için ne yapmalıyız?
AKP’li MHP’li,CHP’li HDP’li, HDP’li AKP’li …
Biz nereliyiz kafam karışık…!