GENT’DEN İZLENİMLER
Belçika gezimiz sürüyor.
Bu kez Brüksel’e yaklaşık bir saat uzaklıkta bulunan Gent şehrine geliyoruz.
Belçika’nın öteki kentlerinde olduğu gibi Genk şehrindeki tarihi binalara çok önem verdikleri hemen dikkat çekiyor.
Gent’i gezerken ilgimizi çeken konuların başında bu kentin 1300 yıllarında dokumacılık yönünden geliştiğini ve o devirde dokunan tekstil ürünlerinin bu kent yerine Brugge kentine satılmak üzere gönderildiğini,
Daha doğrusu bu şehrin emekçi kenti olduğunu ve tezgahlarında o zaman ki koşullara göre ürettikleri tekstil ürünleri sayesinde para kazandıklarını öğrendik.
İşin ilginç yönü o devirde ve sonrasında emekçilerin kullandıkları evleri bile yıkmadan bozmadan korudukları dikkati çekiyordu.
Venedik gibi bir kanal şehri olan Gent’i dolaşırken kentin merkezinde 1180 tarihinde bir kont tarafından yaptırılan Kontlar Şatosunu gördük.
Gayet temiz ve bakımlı olan bu şatonun mahzen kısmının tarihi değerlerini hiç bozmadan bir kafeye dönüştürülerek kullanılması hem şatonun tarihi değerini daha da arttırıyor hem de turizmin gelişmesine olumlu ortam sağlıyordu.
Kenti gezerken bu kez o zaman ki koşullara göre yapılmış devasa büyüklükte olan ve tarihi değerini hiç kaybetmemiş kesimhane binasını dolaştık.
Tarihi binanın tavanına asılmış ve maket halinde olan kesilmiş hayvanlara ait parçalar (Butlar, kol ve bacaklar) vardı.
Öğrendiğimize göre bu parçaların tavana asılması nedeninin bu tarihi binanın asırlar önce hayvan kesim yeri olarak kullanılmasıydı.
Kenti dolaşırken tarihi bir binanın zamanında balıkhane olarak kullanıldığını ve bu binanın ön yüzünde çeşitli figürlerin oluşturduğu heykeller binanın tarihi değerini daha da arttırdığını gördük.
Dolaştığımız yerler arasında St. Nicholas kilisesi de vardı.
Yağmurlu bir günde ve kısa bir zamanda dolaştığımız aynı zamanda bir üniversite şehri olan Gent gerçekten görülmesi gereken ve tarihi değerlerini aynen koruyan bir kentti.