MEDYA VE HALKLA İLİŞKİLER

Demokratik ve laik düzenin henüz yerleşmediği ülkemizde, bu koşulların benimsenmesinde önemli bir yeri olan medya ve halkla ilişkilerin toplumu bilinçlendirmeleri yönündeki önemi gün geçtikçe artmaktadır.
Daha önceki makalelerimde belirttiğim gibi halkla ilişkiler; Halka ve bilgi vermek, halkın tutum ve davranışlarını ikna yöntemi ile etkilemeye biçimlemeye yönelik İKİ YÖNLÜ bir çaba olarak tanımlanır.
Bu çaba, halka bilgi vermenin yanında toplumda onay yaratmaya yönelik bir yönetim felsefesi ve yönetsel işlev niteliğini kazanmasıdır.
Bilindiği üzere toplumu yönetenler, medyadan yararlanmak kaydıyla yaptıkları ya da yapacakları herhangi bir işlem için topluma bilgi vermeye, toplumun tutum ve davranışlarını ikna yöntemiyle etkilemeye biçimlemeye yönelik bir çaba sarf etseler bile ne derece başarılı oluyorlar?
Bunların tartışılması gerekir.
Örneğin; Yapılan genel seçimlerden sonra güncelliğini sürekli koruyan anayasa değişikliği ve başkanlık sistemini ele alalım.
Yapılacak bu değişiklikler topluma ne kazandıracak ya da ne kaybettirecek? Kazandıracaksa toplum daha mı laik ve demokratik bir yaşam tarzına kavuşacak?
Buna benzer çeşitli sorular sorulabilir. İşte burada halkla ilişkilerin devreye girmesi gerekmektedir.
Ancak görüldüğü kadarıyla bu gibi işlemler tek yönlü olarak topluma sunulmaya çalışılmaktadır.
Toplum bu anayasa değişikliği ve başkanlık sistemi konusunda ne diyor? Onları ikna yöntemi ile etkilemeye ve biçimlemeye yönelik bir çaba sarf edildi mi?
Bunların özellikle bizi yönetenlerce medyada nesnel bir şekilde ve tek yönlü propaganda yöntemi ile karıştırılmadan tartışılması gerekir.
Medyanın da temel görevi toplumu bilinçlendirmelerinin de yanında yönetilen ve yönetilenler arasında bir köprü görevini yapmalarıdır.
SONUÇ:
Medyanın da yukarda açıklanan temel görevine dönmesi koşuluyla gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de halkla ilişkilerin varlığı kabul ediliyorsa bu uzmanlık konusunda da akademik eğitim yapılıyorsa özellikle çıkar farkı gözetilmeden KAMU YARARINA yapılacak her işlem için bizi yönetenlerin önceden toplumu etkilemeye, biçimlemeye yönelik İKİYÖNLÜ bir çaba sarf ederek bilgilendirme yoluyla ve hukuk kurallarına uyulması kaydı ile toplumdan da gerekli onayın alınması zorunlu görülmektedir.
Çünkü toplumdan onay alınmadan yapılan işlemler toplumu ileride kaosa (Bunalıma) sürükleyebilir.