YAŞLILIK YILLARI
Hayat, başından sonuna kadar sürekli bir değişmeden ibarettir.
Bu değişmede her dönemin kendine has bir özelliği vardır.
Örneğin:12 yaşına kadar tertemiz, saf bir çocukluk devresi vardır.
Bunu 12 – 20 yaşları arasında büyümek için girişilen ciddi bir hazırlık dönemi, 20-35 yaşlarında enerjik bir erginlik dönemi izler.
35 -50 yaşlarında olgunluk çağı başlar.
Bunun ardından daha da önemli olan çoğumuzun üzerinde durmadığı ikinci bir erginlik çağı başlar.
55’ten 65 yaşına kadar sakin bir fikir ve düşünce hayatı için hazırlık yapılır.
65’den sonra; 80 yaşına kadar hareketli bir yaşlılık ve 80’inden sonra hareketten çok tefekkürün yer aldığı bir yaşlılık devresi vardır.
Bu dönemlerde kişilerin tutum ve davranışları farklı olur.
Örneğin; erginlik çağındaki bir kişinin şaşkınlıklarını ve üzüntülerini gidermek için fazla bir yardıma ihtiyacı yoktur.
Ancak insan yaşlandıkça zihin dağınıklığı nedeniyle çok şeyi berrak bir şekilde düşünemez.
Örneğin; başka nedenlerin yanında kalbin zayıf oluşundan ötürü beyine yeterli miktarda kanın gitmemesi damar sertliğine ya da bronşitten ötürü kandaki oksijenin azalması zihin dağınıklığına neden olur.
Esasında yaşlanan kişilerin en büyük sorunu sağlıklı bir şekilde hayatlarına devam etmelerinin yanında can sıkıntısından ötürü kendilerini yalnızlık, istenmezlik, yararsız olduğu duygusuna kapılmaları gelmektedir.
Bu gibi duygular kişilerin verimli olabilecek en güzel yıllarını çalar. Yerine bencillik, ilgisizlik, sıkıntı, yakınma ve çevre ile bağdaşmazlık gibi durumlar yaratır.
Bunun giderilmesi içinde yaşlanan kişilerin mutlaka kendilerine bir uğraş alanı bulması gerekmektedir.
Örneğin; spor, yürüyüş, alış-veriş yapmak, yeni dostlar edinmek, balıkçılık ve bahçe işleri ile uğraşmak.
Ya da okumak, resim yapmak, mektup yazmak, doğayı ve kuşları seyretmek onlarla iç içe olmak yaşlıları canlı tutar.
Bu durum o kişilerin içine kapanmasını önler.
Yaşlılık konusunu neden dile getirdim?
Çünkü Mahmutlar’a konut alıp ta yerleşenleri çoğunluğu emekli olan yerli ve yabancı kişilerden oluşuyor.
Hal böyle olunca bu durumda olan yaşlılarda kendilerine mutlaka bir uğraş alanı bulmalıdırlar.
Bununla birlikte Dean Swift adlı bir uzman yaşlıların mutluluk reçetesini de şöyle sıralamıştır.
– Genç bir kadınla evlenmeyin.
– Gerçekten arzu etmiyorlarsa gençlerle beraber olmayın.
– Kuşkucu, asık suratlı huysuz olmayın.
– Yaşadığınız zamanın modasına, savaşlarına, şartlarına ve kurallarına dudak bükmeyin.
– Gençlere karşı aşırı derecede sert olmayın. Gençlikleri ile ilgili çılgınlıklarına, iradesizliklerine göz yumun.
– Fazla konuşmayın. Kendinizden söz etmeyin.
– Her fırsatta fikir vermeyin
-Burada yaşlıların kendi mutluluğu açısından bu görüşleri dikkate alarak hareket etmeleri yerinde olur görüşündeyiz.
Kaynakça; Dr. Joan Gomez – Doktorum Yanımda
Hürriyet yayınları 11-2 Aralık 1972 İstanbul