ZITLIKLAR DÜNYASI
İç alemini keşfedip onu arayanlar ve iç aleminden haberi olmayıp, sadece görüntüye maddeye odaklanıp dünya zevkine dalanlar…
Bir çok insan iç aleminden habersiz olduğu için, hayatta ne yapacağını, nereye gideceğini ve nerden başlayacağını bilemez.
Kişilik özelliklerini, içsel yeteneklerini, yaşam amacını bilemeyince de, insan ne tarafa yol alacağını da kestiremez.
Önce kişi kendine yol almalı, iç alemine yol olmalı. Çünkü kendini göremeyen dışarıyı göremez.
Gölge yanlar vardır, karanlık duygular. Yani korkular, bağımlılıklar, kin, nefret, kıskançlık, suçluluk, kızgınlık, üzüntü, acı, keder gibi.
Her ne kadar negatif duygular yok sayılmaya çalışılsa da, bu duygular şifalandırıldığında aslında bu gölgelerle büyür, bu gölgeler geliştirir insanı.
Gölgeleri yok saymaya çalışmak kendini yok saymaktır. Bu olumsuz duyguları yok sayarak kişi dışarıya hep pozitif görünmek ister. Çoğu insan ne kadar iyi görünürse, merhametli davranırsa, sevgi dağıtırsa dışarıdan kendini o kadar çok sevilir, beğenilir, kabul görür zanneder.
Her ne kadar dışarıda çok sevgi pıtırcığı gibi görülmeye çalışılsa da, bir o kadar da korku vardır derinlerde. Ne kadar bağımlılık varsa o kadar özgürlük barındırır içinde. Ne kadar nefret o kadar sevgi bağırır içi.
Yüce yaradan bu dünyayı dualite üzere yaratmıştır. Yani gece varsa sabah vardır, çirkin varsa güzel, korku varsa sevgi, merhamet varsa nefret vardır. Çünkü her şey zıddıyla vardır.
Her şeyi mükemmel şekilde yaratmış olan Yüce Yaradan, isteseydi bizi de mükemmel duygularla yaratırdı. İşte bizde burada eksiklerimizle, gölgelerimizle tam olmaya çalışıyoruz.
Ortak isteklerimiz ve dileklerimiz vardır. Mesela, mutlu olmak gibi, huzur bulmak gibi, sevgi gibi, aşk gibi
Tüm bu zıtlıklarla yaşadığımız duygularla sağlıklı bir iletişim kurulursa ve duyguları yönetmeyi öğrenilirse yaşam daha kolay olur. Cehennem cennete döner.
Ne zaman iyi kötü, doğru yanlış, güzel çirkin kavramlarından özgürleşilir, işte o zaman içsel dönüşüm gelişim başlamış olur.