ZAMAN EN BÜYÜK SERMAYEDİR-Nazif Fethi Yalçınkaya
Allah’ın biz insanoğluna en büyük nimetlerinden birisi de zaman nimetidir. Yeni bir yıla girdik. Bu suretle dünyadan biraz daha uzaklaştık ahirete yaklaştık. Yüce Allah:
“Sizin için geceyi örtü, uykuyu istirahat kılan, gündüzü de dağılıp çalışma (zamanı) yapan, O’dur.”
“(Karanlığı ile etrafı) bürüyüp örttüğü zaman geceye, açılıp ağardığı vakit gündüze andolsun” (Leyl suresi.1-2)
“Asra yemin ederim ki insanoğlu(zamanı değerlendirme konusunda) mutlaka zarardadır.” (Asr suresi:1, 2) buyurarak zaman üzerine yemin etmiş zamanın önemine dikkat çekmiştir.
Almanya’da trenler küsuratlı dakikalarda kalkar. Bu durumdan Almanya’da yaşayan bir arkadaşımız rahatsız olmuş ve alman arkadaşına sormuş: “Bu trenleriniz niye küsuratlı saatlerde hareket ediyor” Alman arkadaşı çok ibretlik bir cevap vermiş “Biz zamanı kullanmayı ve değerlendirmeyi siz Müslümanlardan öğrendik. Sizin namaz saatleriniz de bizim tren saatleri gibi her gün değişen küsuratlı saatlerde değil mi 06.12, 12.03 gibi, yine oruç tuttuğunuz zaman küsuratlı dakikalarda iftar etmiyor musunuz? 07.11, 07.19 gibi” ben bu olayı dinleyince dinimizin hakikaten ibadetlerle bize zaman bilinci kazandırdığını daha iyi idrak ettim.
Kaybedilen birçok şey zamanla telafi edilebilir Servetler yeniden kazanılabilir Ayrılanlar birbirine tekrar kavuşabilir Fakat giden zaman asla geri dönmez Üstelik zaman, bizim yegâne sermayemizdir Dünya ve âhiret için ne kazanacaksak, hepsini, bize verilmiş olan sayılı ömür dakikalarını harcayarak kazanırız Onun için, her şeyden değerli olan bu sermayemizi nereye harcadığımıza dikkat etmeliyiz. Günlük 24 saatimizin 1-2 saatini bizi yaratan, yaşatan üzerimizdeki her nimeti en güzel şekilde veren Allah için kullanmazsak nankörlük etmiş, zarara uğramış olmaz mıyız?’ en güzel şekilde veren Allah’ bizi yaratan,yaşatan üzerimizdeki her nimeti en güzel şekilde veren Allah2′ im.
Bize bu dünyada verilen ömür bir defaya mahsustur. İmtihan saatlerini iyi değerlendiremeyen talebe, “Gelecek sene bir daha girerim!” diye ümit eder ve girebilir. Fakat eceli gelen insan bir daha dünyaya dönemez. İstese de ibadet yapamaz.
Yüce Rabbimiz, sorumluluk sahibi her insana düşünüp taşınacağı, öğüt alacağı ve hakkı kabul edebileceği kadar bir ömür vermiştir. Bu ömrü iyi değerlendiremeyenlerin pişmanlığını Yüce Mevla şöyle haber verir: “Ve onlar Cehennemde şöyle feryat ederler: “Ey Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan! Dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan farklı, güzel ve makbul işler yapalım!” Allah onlara şöyle buyurur: “Biz size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür(zaman) vermedik mi? Hem size peygamber de gelip uyardı. Öyleyse tadın azabı! Zalimlere hiç bir yardımcı yoktur!” ( Fâtır suresi: 35/ 37)