YEREL BASIN EN ZOR GÖREVDE
Mütevazi bir evin mutfağında hazırlanan yemeklerin sayısı, çeşidi, kullanılan malzemeler ve miktarı, o evin aile bireylerinin damak zevkleri ve beğenileri ile birlikte, evin gelir düzeyine ve o yörenin mutfak alışkanlıkları da dikkate alınarak hazırlanır.
Bütçe zorlamaları ile alınan mutfak araç gereçleri itina ile kullanılmak ve korunmak zorundadır.
Bu arada, elektrik ve su gibi zorunlu giderler de son derece önem taşır.
Ancak; daha geniş kitlelere hizmet götüren bir turistik tesisin mutfak programı çok daha değişiktir. Hitap ettikleri kitlelerin değişik mutfak kültürlerine, değişik damak zevklerine ve değişik alışkanlıklara hitap etmeleri zorunlu olduğundan, çeşitliliğin cinsi ve miktarı olabildiğince geniştir.
Tabi ki bunun karşılığında sağladığı gelir de aynı oranda işletmeye yansımış olacaktır. Bu nedenle su, elektrik, zayi ve personel giderleri veya mutfak araç gereçlerinin olası yıpranması, evdeki kadar önem taşımaz.
Yerel basını evimizin mutfağı, ulusal basını da büyük bir tesisin mutfağı olarak düşündüğümüzde, hangisine öncelik tanımamız gerektiği açıkça ortaya çıkmaktadır.
Yerel basını; kıt olanaklarla ayakta kalmaya çalışan, devlete artı yük getirmeyen, tehdit ve şantaj aracı olmaktan uzak, promosyonsuz, pazarlama şirketi gibi çok yönlü kazanç hedeflemeyen, sadece hitap ettikleri bölge insanlarının ve kuruluşlarının sahiplenmesiyle, halkın haber alma ihtiyaçlarını karşılamak gibi, kutsal bir görevi yapamaya çalışan, birer cefakar kuruluş olduklarını unutmamalıyız.
Yerel basın kuruluşlarının en önemli özelliklerinden biriside; o yörenin örf, adet ve geleneklerini canlı tutarak, bir sonraki kuşaklara aktarılmasını ve yaşatılmasını sağlamaktır. Yerel basını; o yerleşim bölgesinde yaşayan fertler arasındaki iletişimi sağlayan ve aynı zamanda sorunlara çözüm önerileri getirilmesi için, ilgili makamlar tarafından gerekli önlemlerin alınmasına dikkatleri çeken ve öncülük eden bir bağ olarak da görmeliyiz. Medyatik ya da flaş bir haber olmadıkça, yöresel sorunlarımızın ulusal basında ne kadar değer bulabileceğinin takdirini, sizlere bırakıyorum.
Aile içi haber kanallarımızı açık tutmamız için yerel basınımızı kucaklayalım ve hak ettiği desteği vererek uzun ömürlü ve dinamik olmasını sağlayalım. Mutfağımızda pişen yemeğin, tadının ve lezzetinin ayrıcalıklı olduğunu unutmayalım.
Önümüzdeki 30 Mart’ta bizlere beş yıl süre ile birebir hizmet verecek olan yerel yöneticilerimizi seçeceğiz.
Bu nedenle hizmet yarışına girecek olan belediye başkan adaylarının ve birlikte çalışacağı meclis üyelerinin halka tanıtımında da en büyük görev yine yerel basınımıza düşmektedir. Önümüzdeki bu zorlu yarışta; barış, kardeşlik ve dostluk duygularının hakim olması dileklerimle tüm adaylarımıza başarılar diliyorum.
Saygılarımla.