YAŞAMIN YAŞATTIKLARI..
Yaklaşık bir haftaya yakındır hastanedeyim. Annemi acile, oradan kalp için anjiyo ardından açık kalp ameliyatına. Günü ise, dünya kalp gününe denk geldi.
Hastane oturduğum eve kırk kilometre. Oysa evime yakın onlarca hastane var. Ama şartlar bize tedaviyi bu hastanede yaptırdı.
Anemin psikolojik olarak, ona takan, buna takan, acıdan, şikayetten beslenen, söylenen bir yapısı vardır. Ardına al sana bir güzel bayy pass ameliyatı. Halbuki annem ne sigara içer ne de alkol alır.
Diğer taraftan kardeşimin bebeği doğdu.
İşin bir ilginç yanı kardeşimin yeni doğan bebeği de bu hastanede aynı zaman dilimine denk geldi.
Annem dördüncü katta, kardeşim birinci katta yatıyor. Sistem ne güzel ayarlamış bana hediyesini!
Anneme gitsem aklım kardeşimde, kardeşime gitsem aklım annemde kalacaktı.
Şimdi ise, dördüncü kata çık, oradan birinci kata in bebek sev!
Anneme korktum ağladım, kardeşime sevinçten ağladım.
Annem narkozdan çıktı sevindim, bebeğe doğdu diye sevindim!
Korku, kaygı, acı, keder, sevinç, neşe, keyif iç içe .. Kah güldük kah ağladık.
Tam o sıra bu yazı çıktı önüme, “instegramda yeni doğan bebeğin yüzüne emoji koyup, gizleme tribi.. ne ya unicorn doğurdu sanki, niye nazar değsin kırkağaç kavunu suratlı bebene.”
Tabiki kendimizden bir şeyler de bulduk bu yazıda. Güldük, güldük, güldük..
Hastane süreci tabiki devam ediyor. Çok şeye gereksiz yere sıkıntı yapıyoruz. Varlığa, yokluğa, konuya komşuya, komşunun tavuğuna.. şimdi bakıyorum ki, hepsi hikaye.
Görünen o ki, dünyada en önemli şey sağlık!
Lütfen bedenen, ruhen ve zihnen, tüm alanlarda sağlığınıza sahip çıkın!
Gerisi kendini getirir zaten..