ÜFLESEN UÇACAK
Söze şöyle başlamıştı “Nedir yahu bu israf, adeta lojman krallığı kurmuşlar, biz iktidara geldiğimizde, milletvekili lojmanları dahil hepsini satacağız. İsraf İsraf İsraf!”
Eski köhne, cılız, üflesen uçacak kadar dirençsiz Türkiye’de; Adamlar şeker Fabrikaları yapmış, sadece Fabrika mı?
Aynı zamanda yem fabrikası, damızlık hayvan çiftligı, aynı zamanda sinema ve tiyatro salonu yapmışlar, insanlar sosyalleşsin ve kaynaşsınlar diye.
Hemen her fabrikanın kendi mesire alanı vardı ve evi olmayanlar için lojman.
Kapattılar ağa.
Demiryollarının kendi okulları, kendi hastaneleri vardı, her istasyonda lojman, önünde güzel bir bahçe, kendileri uretsinler,ekip biçip yesinler, ne güzel bir düşünce değil mi?
Onlarda yok ağa.
Küçük beldelerde her Sağlık ocağının hemen yanı personel lojmanıydı.
Öyle ya küçücük kasabalarda kiralık ev bulmak mümkün mü?
Devlet aklı işte.
Ak’lını sevdiklerim bu geleneğide sürdürmediler ağa.
Polis ve asker lojmanları vardı, üzerine bir yenisi daha yapılmadı.
Mesela köy odaları vardı, bildiğin küçük pansiyon.
Kalmadı ağa.
Hastane lojmanları vardı, artık yok.
“Nedir bu yahu, lojman krallığı kurmuşlar, hepsini satacağız” diye meydanları inletiyordu.
Avuçları patlarcasına alkışlıyordu adam, dün Alanya’ya atanan kızı için döne döne ev arıyordu.
Kızcağızın maaşı ancak kiraya yetiyor, bir o kadarına daha ihtiyaç var.
Öğretmen bu, iyi giyinecek, kitap alacak, hatta fakir öğrencisine kantinden bir meyve suyu bir simit alacak.
Örnek olacak eğittiği miniklere.
Ana gibi baba gibi rol model olacak!
O alkış tutanlar sanıyordu ki satılan her fabrikanın her lojmanın parası kendi cebine girecek, zarar ediyor diye kapatılan fabrikalardan elde edilen kârı üleşecekler!
Gelelim sözü dinlenen güçlü Türkiye’ye: Başta İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya olmak üzere büyük kentlerin tamamında ev kiraları memur maaşına endekslendi
Bu sorunu aşmanın iki yolu var ya iki iş, ya da çalışan bir eş.
Hemen hepimizin yolu düşen kurumlardaki personeller küçük ve kırsal kentlere gitmenin yollarını arıyor.
Taşı toprağı altın şehirler, sürgün yerleri oldu.
Postanede, hastanede, tapuda, nüfusta, karakolda yüzler gülmüyor diye eleştirmeyin insanları.
Ne kadar zor şartlarda yaşadıklarını düşünün.
Ve ey yöneticiler, buna bir çözüm bulun, Kira yardımı yapabilirsiniz.
Bu gidişat devleti kilitler.
Acısınıda bizler çekeriz.
Geçtiğimiz gün coşkulu sesiyle bağırıyordu “Suriyelilere 200 bin konut yapacağız”
Lojman krallığı kurmuş bunlar sözünü alkışlayanların avuç içlerini merak ediyorum.