TÜRK’ÜN DÖVİZLE İİMTİHANI
Bu yılın ilk aylarından beri en çok konuştuğumuz konu, dövizdeki aşırı oynaklığın yukarıya olan seviyesi.
İktidara göre bu bir ‘kumpas’ dış güçlerin kendilerine karşı kurguladığı bir oyun, muhalefete göre ise iktidarın ‘ekonomik başarısızlığının’ karnesi.
Peki, biz ne diyelim?
Gerçekte mevzu nedir, döviz neden artar ya da düşer, ülkelerin parası hangi kriterlere göre belirlenir?
Paranın değeri de bir malın değeri gibi arz ve talebin kesişme noktasıdır.
Basit bir değerlendirmeyle piyasadaki yabancı para talebi, piyasadaki yabancı para miktarından az ise ‘yerli para’ değer kazanır.
Bu etkenlerden biridir.
Bir diğer etken: Dışarıdan alınan her mal (İthalat) yeni döviz talebi demektir.
Eğer sattığınız mal, aldığınızdan fazlaysa döviz ihtiyacınız fazla veriyordur ve yerli paranız değerlenir.
Aldığınız mal, sattığınızdan fazlaysa bunu karşılamak için döviz talebiniz artar buda “döviz artar” demektir.
Yurtdışından alınan krediler bir süreliğine döviz rezervinizi kuvvetlendirir, bu kredileri ihracat amaçlı üretim için kullanırsanız dış pazardan edindiğiniz krediyi, dış pazara yaptığınız satışla karşılarsınız.
Eğer bu tip kredileri üretim ve ihracat amaçlı kullanmazsanız, geri ödemeyi iç piyasadan karşılarsınız ki bu da dövizin artması, yerel paranın değer kaybetmesidir..
Döviz kuru ile cari açık birbirlerini tetikleyen iki etkendir.
Geçtiğimiz hafta tavan yapan döviz artışının ana sebepleri için Türkiye’nin kısacık bir analizini çıkaralım.
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın 2018 Ocak dönemine ilişkin açıkladığı ödemeler dengesine göre, geçen yılın aynı ayı temel alındığında 4 milyar 402 milyon dolar artarak 7 milyar 96 milyon dolara ulaşmış.
Buna göre 12 aylık cari açık 51 milyar 572 milyon dolar oldu.
Bununla birlikte toplam dış borç 450 miyar dolar seviyesini aşmış durumdadır.
Dövizdeki dalgalanmalara siyasi istikrarsızlık sebep olur mu?
Yatırımcının en önemsediği başlıklardan biri siyasi istikrar, diğeri ise hukuk devleti kavramıdır. Eğer bir ülkeye yabancı yatırımcı gelmiyorsa, o ülkeye duyduğu güvenin azalmasındandır. Güven azalınca borç para bulma kabiliyeti azalır ve daha yüksek faizlerle borçlanırsınız Türkiye’nin dövizle imtihanında kırık not almasının asıl sebebi, siyasi istikrarsızlık değildir. Kaldı ki 16 yıldır tek başına bir partinin iktidar olduğu bir ülkede siyasi istikrarsızlıktan söz etmek mantıklı değildir.
Uzmanlara göre bugün yaşananlar dünün yanlış uygulamalarından kaynaklanıyor.
Ekonomi alanında yıllarını tüketmiş bir büyüğüm özetle şunları söyledi “Yol ve köprü yaparsın, borçlanırsın ve o borcu ödemek için yüksek faiz ödersin.
Bunu karşılayabilmek için akaryakıta zam yaparsın.
İnsanların hayatını kolaylaştırmak için yaptığınız yol üzerinden, yüksek yakıt giderleriyle Antalya’dan, İstanbul’a domates taşırsın ama Antalya’da 1 lira olan fiyat İstanbul’da 5 lira olur, Üretime yönelik yatırım yaparsın, kazandığınla yol yaparsın herkes kazanır” dedi.
Özetle; Dış güçlerin piyasamızda bir oyun kuruculuğuna soyunmuş olması iddiası, yapılan diğer yanlışlıkları örtmemeli ve temel doğru olarak alınmamalı.
Seçim kazanmak için, (Siyaseten doğru olan bu yöntem) vatandaşlarımızı “Adamalar bizimle her alanda oynuyor” umutsuzluğuna sevk eder.