TORKEMADA ADALETİ
Engizisyon idaresi Latince (Directorium İnqusitorium) tabiri kilisenin orta ve yeniçağlar arası,13. Asırdan 17. Asra kadar, dünyada eşi görülmemiş bir zulüm merkezi olarak faaliyet gösterdiği zaman diliminin adıdır. Engizisyon Mahkemelerinin baş hâkimi bulunduğu ülkenin genel valisinden hatta kralından bile daha fazla yetkiye sahipti. Asıl marifetini ilim ve fikir adamlarına ettiği zulümle göreceğimiz engizisyonun 15. Asırda İspanya baş hâkimi “Büyük Engizatör” unvanıyla Torkemada!
İspanyol Engizisyonu Aragon kralı II. Fernando ve Kastilya kraliçesi I. Isabel tarafından 1478’de kurulmuş engizisyon mahkemeleridir. II. Isabel tarafından 1834’de lağvedilene kadar devam etti. İspanyol Engizisyonu, Müslümanlarla Yahudilerin kendi inançlarına bağlanmalarını sağlamayı hedeflemişti. 200.000’e yakın Yahudi ve çok sayıda Müslüman’ın İspanya’yı terk etmesiyle sonuçlandı.
Torkemada 1420 yılında, İspanya’nın Valladolid şehrinde doğdu. İspanya kralı “V. Ferdinand”, İspanya sınırları içerisindeki Yahudileri, Arapları ve diğer Katolik olmayanları ülkesinden çıkarmaya karar vermişti. Bunun için İspanyol engizisyonunun başına sorgulamaları ve verdiği ağır cezalarıyla ünlü olan ” Torkemada Thomas de getirmiti… Görev yaptığı 15 yıl boyunca,25 binden fazla Müslümanın idamına karar veren Torkemada 1498 yılında öldü.
Peki bu Torkemada nasıl biri: Onun için ha bir insanın derisini yüzmüşler, ha bir muz soymuşlar; ha ocağa bir odun atmışlar, ha yanan odunların üstüne bir insanı çıkarmışlar, hatta bütün bunlarla zevklenen, keyiflenen, dejarz olan bir cani… Odasında Kızgın kerpetenler, çivili sandalyeler, büyük huniler, parmakları sıkıştıran mengeneler, ölüm askılarını bir çocuğun oyuncaklarını gösterdiği gibi sergileyen bir cani.
Bu domuz herif 70 yaşındayken Saavedra Kontu’nun kızı 18 yaşındaki esmer güzeli Konitya’ya göz kor. Kıza sahip olmak için evvela kızın babası olan kontu İspanya Müslümanlarına yardım etmekle suçlayıp işkence ederek yavaş yavaş öldürür ve bütün malının mülkünün üstüne oturur. Babasının başına gelenlerden sonra, ölümden kurtulmak için, nişalısı Perez’le Fransa’ya kaçmaya çalışan Konitya, Torkemada’nın kara giysili, kukuletalı rahipleri tarafından yakalanır ve Madrid’e getirilerek bir hücreye kapatılır.
Bir gece kukuletalı papazlar Konitya’yı kaldığı hücreden alıp Torkemeda’nın yatak odasına getirirler. Kart domuz Torkemada kıza sahip olmak için hayvanca saldırır ama beklemediği bir direnişle karşılaşır. Kız teslim olmaz… Tabi yetmişlik moruk çok kızıyor. Kızın hücrede tutulan nişanlısı Perez’i getirtip kızın gözleri önünde başlıyor işkenceye. Neler neler yapmıyorlar delikanlıya… Koltuklarının altına kaynamış yumurtalar konup, tırnakları çekiliyor. Sonra bacak derileri yüzülüp ellerinden işkence tezgâhına paslı büyük çivilerle çakılıyor. Kulakları, burnu kesiliyor… Tam işkence devam edecekken Konitya sonunda dayanamayarak “Yeter durun! İstediğiniz ne varsa kabul ediyorum” diyor.
Yetmişlik ihtiyar Torkemada yatakta bir ceset gibi kaskatı yatan 18 yaşındaki Konitya’nın üzerine abanıyor… Fakat öyle bir şey oluyor ki moruk bütün çabasına rağmen beceremiyor. Olmuyor… İşkenceci, yatakta çırılçıplak bir heykel gibi uzanan 18’lik Konitya’ya baktıkça çıldıracak gibi oluyor. Sonunda kızı rahiplerle hücreye gönderiyor. O gece Konitya’yı hücreye götüren dört rahip, sırasıyla bakire Konitya’nın ırzına geçiyorlar. Sabah olunca da “otodafe” denilen törenle, gece yapılan işkencede ölmeyerek can çekişen nişanlısıyla birlikte ateşe atılarak yakılıyor.
Bunları neden yazdığımı mı düşünüyorsun Mahmutlarlı hemşerim? Sende haklısın yani!.. Eh doğuya bakınca Kargıcak, batıya bakınca Kestel’den ötesini göremeyen biri, neden kafa yorsun Torkemada’nın ortaçağda kalan zulmüne, değil mi? Anlıyorum seni! Sen şimdi Ergenekon, Balyoz, Ay ışığı, Yakamoz, Odatv davaları ve iddialarıyla, bu memleketin en namuslu, en çalışkan, en iyi yetişmiş evlatlarının; genelkurmay başkanı, paşa, profesör, gazeteci falan demeden zindanlara tıkılmasını da önemsemiyorsundur! Haklısın abi!…