TOPLUMSAL OLAYLARI KIŞKIRTANLAR
Son birkaç yüzyıldır toplumun her kesiminde çalışan insan gruplarının iş sıkıntılarını, yaşam zorluklarını ve devleti idare edenlerin politikalarını eleştiride harekete geçen dernekler, kuruluşlar oluştu. Şimdilerde bunlara “Sivil Toplum Kuruluşları” deniyor. Bu kuruluş, dernek örgüt vs. 1960 askeri darbeden birkaç yıl önce ülkemizde hareketlenip sesini duyurmaya başladı; bilhassa öğrenci kuruluşları büyük gruplar halinde yürüyüşler yaparak idarecilerin olumsuz yanlarını kabul etmediklerini gösterdiler. Başlangıçlarda sakin, ölçülü giden bu yürüyüşler, seslendirilen sloganlar, taşınan pankart ve bez afişler sonraları yerini şiddete ve ölümlü olaylara bırakarak günümüze kadar geldi, bunlara en belirgin örnek 1 Mayıs İşçi ve Bahar Bayramları ile şimdilerde kaybolan sağ sol grupların yürüyüşü oldu.
Önceleri yurdumun insanı bu yürüyüş ve toplantılardaki artan şiddet ve ölüm olaylarına şaşkınlıkla ve korku ile izledi, bir anlam veremedi, çocuğunu, gencini sokaklardan, meydanlardan uzak tutmaya çalıştı. Zaman geçtikçe devletin kolluk kuvvetleri, sivil ve askeri istihbarat güçleri, araştırmacı gazete yazarları ( bunların çoğu suçlusu bulunamayan..! suikastlarla öldürüldü.) Bu yürüyüş ve toplantılarda artan şiddet olaylarının ve ölümlerin bu insan gruplarının içinde dört bir yana hızla koşarak, insanları bağırarak kışkırtan, ellerindeki taş, sopa ve ateşli silahları kullanarak çevresindeki insanları yaralayıp, öldüren “ kışkırtıcıları” şimdiki adı ile “provokatörleri” keşfetti.
Bu “kışkırtıcılar” kötü niyetli iç ve dış toplum düşmanları tarafından eğitilip yürüyüş ve toplantılara önceden planlanıp sokuluyor. Yapacakları işin karşılığında maddi (para, ev, iş vs.) ve manevi ödüller veriliyor.
1960’ın birkaç yıl öncesinden başlayıp günümüze kadar gelip, sürüp giden bu “kışkırtıcıların neden hep siyah giyindikleri” artık gözden kaçmıyor. Olay raporları, TV görüntüleri, TV olmadan önceki fotoğraf ve filmlerde hep bunlar var..!
Ey güzel yurdumun arif, mağrur, asil insanı; bunlar tarih boyunca hep var oldular, sivil toplumun içinde, askeri toplumun içinde, din grupları içinde hep vardılar, var olacaklar. Eski deyimi ile “dolduruşa” yeni deyimi ile “gaza” gelmeden, getirilmeden bu tip insanlardan uzak duralım, ailemizi çevremizi bunlardan koruyalım. Unutmayalım; “ Kötü düşünen, kötü eden, eştiği kuyuya düşer.” Kalın Sağlıcakla.