TOPLUMDA POLİTİKA DÜZEYİ
Demokrasi kültürünün henüz oluşmadığı toplumlarda siyasete soyunan kişilerin nitelikleri o toplumun politik düzeyini belirler.
Daha doğrusu bir toplumun politika düzeyi demokrasi kültürünün gelişmesine bağlıdır.
Şayet o toplumun politik düzeyi gelişmemişse bu gelişmemezliğin nedenleri arasında çalışmadan para kazanma, yalan söyleme, adam kayırma, kuralsız oynama v.d gibi bir yığın davranış düşüncesi bu politika süreci içinde yer alır.
Demokrasi kurallarının uygulandığı toplumlarda, insan hakları, hukuk devleti, açık toplum, laiklik, kamuoyu denetimi v.d. gibi temel koşulların bulunması gerekir.
Bu koşulların uygulanması için o toplumum tüm yönleri ile gelişmiş olmasına bağlıdır.
Demokrasiyi benimsemiş toplumların aksine bazı toplumlardaki politikacılar iktidara geldikleri zaman hukuk devleti yerine kanun devleti, insan hakları yerine güçlünün haklarını ön planda tutarlar.
Bunun yanında çarpık bir seçim sistemi ile birlikte siyasi partiler yasasının anti demokratik bir yapıda olduğu ve siyasi katılımın özürlü ve yokluk seviyesinde bulunduğunu söyleyebiliriz.
Oluşan bu yapıda kendi çıkarları için her türlü politik oyunlarla belli kazançlar sağlayan politikacıların ortaya çıktığı görülmektedir.
Esasında siyaset yapmak belli bir kültür, bilgi birikimi ve bilinç düzeyinin yüksek olmasına bağlı olmadığı için mesleğinde yetersiz olan, çabuk kazanmak isteyen, kurallardan hoşlanmayan maceracılar başta olmak üzere toplumun da çoğunluğu politika ile iç içe olduğundan politik düzey ister istemez düşük kalmaktadır.
Bunun önlenmesi için özellikle siyasete soyunanların çıkar farkı gözetmeksizin temiz bir siyaset anlayışına göre hareket etmeleri toplumdan da gelecek tepkileri dikkate almaları hem politik düzeyinin hem de demokrasinin gelişmesini sağlar.
Demem o ki; ülkemizde henüz oluşmamış politika seviyesini demokratik bir sistemde geliştirmek için tüm siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve aydınlara bu konuda büyük görevler düşmektedir.