SUSMA SUSTUKÇA SIRA SANA GELECEK-Mesut İlhan
Paylaş
Geçen hafta yayınladığım köşe yazısında Mahmutlar CHP ile CHP’li Belediye Başkanı Ali Çelik arasındaki sorunu işlemiştim. Gerçek CHP’liler köşe yazımdan sonra beni aradılar ve aynı düşünce de olduklarını ve düşüncelerine tercüman olduğum için yazımdan dolayı beni kutladılar.
***
Keşke CHP’nin birlik beraberlik haberlerini yapabilseydim, inanın çok daha mutlu olurdum…
Bu hafta bir dostum aradı beni. Mahmutlar’da yayımlanan bir bültende Ali Çelik, Antalya Milletvekili sıralamaları ile ilgili görüşlerini açıklamış.
Çelik, “AK Parti milletvekili olarak Çavuşoğlu’nu Alanya’dan 2. sırayı koydu. Aslında birinci sıraya koymalıydı sayın Çavuşoğlu’nu. Öbür partilerde seçilebilecek hiç Alanyalı yok” diye açıklama yapması yine Mahmutlar’ın köklü CHP’li ailelerinden birini üzmüş. Ali Çelik CHP’nin Belediye Başkanı. Kendisini belediye başkanı olarak gösteren CHP ile hiçbir ilinti kurmadan sadece AK Parti ve Mevlüt Çavuşoğlu’nun 2. sıra üzüntüsü, CHP’lileri gerçekten çok üzmüş.
Oysa Sayın Ali Çelik, “Bağlı bulunduğum CHP’de Alanya adayı yok. Bu partinin üst kademelerdeki yöneticiler veya genel merkezin tasarrufudur. Bizim için kişiler değil, örgütümüz ve partimizin amblemi önemlidir. Mevcut kadromuz Alanya’ya hizmet etmek için yeterlidir. CHP iktidarında Mahmutlar Belediyesi hak ettiği yatırımı alacaktır” dese daha iyi olmaz mıydı?
Elbette olurdu.
Ama o zaman ağabey kızmaz mıydı? Kadim dost alınmaz mıydı? İşte tüm bu dışa vuran gizli duygular Mahmutlar’daki CHP ile Ali Çelik arasındaki sorunu her geçen gün dahada çözülmez hale getiriyor.
***
CHP’li bir dostumun telefonu, biz gazetecilerin bile atladığı bir haberi gündeme taşıdı.
Dostum, “AK parti milletvekili hemşerimiz Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Parlamenterler Meclis Başkanı seçilince Mahmutlar’daki tüm bilboardlara, Mahmutlar Belediyesi’nin tepesinden taa aşağıya kadar dev poster ile ve Alanya’daki tüm gazetecilere verdiği ilanlar ile görevini tebrik etti. Bunu tüm Alanya ve Mahmutlar basını gündeme getirdi” dedi. Bende evet doğru dedim. “Ne var bunda?” diye sorunca, “CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan seçilince küçücük bile bir ilan yaptırmadı” dedi.
“Evet yaa” dedim. “Ben bunu nasıl atladım, diye kendime kızdım ve köşe yazımda bunu işleyeceğim” diye o dostuma söz verdim…
***
Sadece CHP ile Ali Çelik arasındaki bilinmeyenler bunlarla bitmiyor. Evet-Hayır referandum seçimlerinde o zamanki CHP Belde Başkanı ve Belediye Meclis Üyesi İbrahim Sayar, gazetemize AKP ile ilgili eleştirisel bir haber yaptırmıştı.
O haberden sonra başkan Ali Çelik’in “Bir daha gazetelere AKP’yi eleştiren haberler verme. Benim alacağım hizmetlere engel mi olacaksın” diye Sayar’ı azarladığını cümle alem biliyor…
Şimdi size soruyorum, CHP Belde Başkanı referandum seçimlerinde AKP’yi eleştirmeyecekte ne yapacak? Sus kelimesi acaba kime yarayacak? Bunlar bilinmeli ve biliniyor da.
***
Sadece Ali Çelik de değil bu davranışları sergileyen. Referandum seçimlerinde Hasan Kısa’nın seçim bölgesi Yukarı Mahalle’de acaba hayır oyu kaç çıktı? Hasan Kısa’nın kardeşleri ve yakınları “Biz evet’e çalışıyoruz, Çavuşoğlu’na” dediklerini, ardından da “İbrahim Sayar, ağabeyime sahip çıkmıyor onun için Evet’e oyumuzu verdik” sözlerine CHP ne dedi?
Ne dediğini size söyleyeyim, “Sus” ve “Susun” dediler. Çünkü, “CHP’nin yarınları için kol kırılır yen içinde kalır” dediler, gerçek CHP’liler sustular. Başkan Ali Çelik ve Hasan Kısa için olumsuz bir dünya şeyler yazıldı, çizildi. CHP’liler yine sustu.
Ali Çelik için 22 tane soruşturma izni verildi. CHP’liler yine sustu. Hasan Kısa ağır bir suçtan hala yargılanıyor. CHP’liler yine sustu. CHP’nin tiyatrosuna izin verilmek istenmedi. Hatta provaları bile yaptırılmadı. CHP’liler yine suskun. Sapak Şenlikleri iptal edilmek isteniyor, Çelik tarafından. Yine suskun CHP’liler.
Sus, sus nereye kadar?
CHP’lilerin içi kan ağlıyor. “Kızılcık şerbeti içtik” diyorlar.
Oysa CHP’lilerin sloganı şu değil miydi;
“Susma, sustukça sıra sana gelecek”
